Çocukların Canı Üzerinden Siyaset Olmaz

Diyarbakır'da kaybolan ve 19 gün sonra cansız bedenine ulaşılan Narin Güran için bir açıklama da Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Elazığ Kadın Kolları'ndan geldi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Elazığ Kadın Kolları Başkanlığı tarafından Diyarbakır'da yaşanan ve 19 gün sonunda cansız bedenine ulaşılan Narin Güran ile ilgili dikkat çeken açıklamalar yapıldı.


Günlerdir Türkiye'nin gündemine oturan ve kamuoyunun özellikle takip ettiği Diyarbakır'da vahşice öldürülen 8 yaşındaki Narin Güran'ın davasına Elazığ Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Başkanı Ayten Çekil'den açıklama geldi.


21 Ağustos 2024'te kaybolan Narin Güran'ın cesedi, 19 gün süren arama çalışmalarının ardından köy yakınlarındaki bir dere yatağında çuval içinde bulunmuştu. Küçük kızın ölümü, kamuoyunda büyük bir üzüntü yarattı.


Başkan Çekil, Narin Güran için duyulan acıyı dile getirerek, “Narin'imizi vahşi bir cinayet sonucu kaybettik. Onun için ağlayan, mezarına notlar bırakan, onu tanımasa da kalbinde hisseden tüm kadınların ve kız çocuklarının başı sağ olsun” dedi.


UTANIYORUZ!

'Bir kereden bir şey olmaz'', ‘'küçüğün rızası var, bağırsaydı sesi duyulurdu'' diyen bir anlayışın bugün geldiği noktanın mimarlarına seslendiğini kaydeden Çekil, “ Dün, çocuklara yönelik istismarları araştırmayı reddederek bugün Narin'i, Leyla'yı, Hazal'ı, Zeynep'i kara toprağa mahkum etmekten utanmıyor musunuz? 2016 yılından bu yana kaybolan çocuklara ilişkin verilerin olmayışından, bu verileri gizlemekten utanmıyor musunuz? Biz sizin yerinize de UTANIYORUZ! Ve, sessiz bir şekilde seyirci kalanların yerine uykusuz geceler geçirip “çocuklarımızı nasıl koruyacağız?” diye düşünüyoruz. Son 2,5 yılda toplam 3364 çocuk önlenebilir sebeplerle hayatını kaybederken, oturduğunuz o koltuklar bir kez bile sizi rahatsız etmedi mi?” diye konuştu.

HALKIMIZDAN ÇALINAN ADALETİ TESLİM EDİN

“Bu haykırışlarımız siz vicdan sahibi olun diye değil, halkımızdan çalınan adaleti teslim edin diyen ”Başkan Ayten Çekil; Adalet Bakanlığı verilerine göre 2023 yılında çocuk istismarı suçundan açılan dava sayısı 31 bin 216'dır. Türkiye İstatistik Kurumu, 2008-2016 yılları arasında 104 bin 531 çocuğun kaybolduğunu açıkladı, sonrasına dair, son 8 yıldır kaybolan çocuklara dair ise veri paylaşılmıyor. Görüldüğü üzere Türkiye'de kayıp çocukların sayısı sır gibi saklanıyor. Sadece 2023 yılında çocuk istismarı nedeniyle yargıya geçen dosya sayısı 66 bin.

NARİN'İMİZ, HEPİMİZİN TÜM KAMUOYUNUN BASKISI İLE 19 GÜN SONUNDA BULUNDU.

Soruyoruz, 120 haneli köyde 3 savcı ile Narin'e ne olduğunu, nasıl öldürüldüğünü açıklamayan, her şeyi halktan saklamayı düşünmüş olanlara soruyoruz: NEDEN SUSTUNUZ? 19 gün o bedeni ruhunuz nasıl taşıdı? “Sizin vicdanınıza ağır gelmeyen ama yıllardır öldürülen yüzlerce çocuğun failini, içini boşalttığınız yargıya teslim etmemek için mi sustunuz? Yıllardır anlamadınız; Canın ve Vicdanın siyaseti olmaz! Çocukların canı üzerinden siyaset hiç olmaz!
Bu haykırışlarımız siz vicdan sahibi olun diye değil, halkımızdan çalınan adaleti teslim edin diye. Sizlere ağır gelen o koltuklardan siz kalkıncaya kadar, kayıp çocuklarımızın tek tek hesabını soruncaya kadar buradayız!”


* ÇOCUKLARIMIZA YAŞATILAN VE FAİLLERİNİN CEZASIZ KALDIĞI KABUSLAR BİTMİYOR

Narin tek örnek olmadığını ama son olsun diye mücadele verdiklerinin altını çizen Çekil; “Küçücük çocuklarımıza yaşatılan ve faillerinin cezasız kaldığı kabuslar bitmiyor. Çünkü, yarattığınız cehennemde o küçücük bedenler yanıyor. Narin kızımızın hayattan vahşice koparılışının sebebine ve suçlularına henüz ulaşılamamışken Tekirdağ'dan gelen haberle sarsıldık. Sıla bebeğin öz annesinden şiddet görmesi, üvey babası ve komşu çocuklarının istismarı sonucunda hastanede entübe halde olması hepimizi kahretti. 2 yaşında sadece 2!
Türkiye'de çocuk cinayetleri ve istismarları, kadın cinayetlerinde olduğu gibi politiktir. Aileyi ve cinsiyetçi tahakkümü kutsayarak kadınların ve çocukların kurban edildiği bu sistem, bu şiddetin, bu cinayetlerin asıl nedenidir.

“İKTİDARA GELDİĞİMİZDE İLK İŞİMİZ, İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİ TEKRAR YÜRÜRLÜĞE SOKMAK”

Konuşmasının sonunda İstanbul sözleşmesine de değinen Ayten Çekil; “İstanbul Sözleşmesi'ni ve 6284 sayılı kanunu hedef alan, bu ülkenin kadınlarına ve kız çocuklarına “yaşam” yerine “ölüm”ü reva gören zihniyetle mücadelemiz sonuna kadar sürecektir. Buradan sesleniyoruz: İktidara geldiğimizde ilk işimiz, İstanbul Sözleşmesini tekrar yürürlüğe sokmak ve 6284'ü gerektiği gibi uygulamak olacaktır. Çocuklarımızı hayattan koparan, katleden bu karanlık ve vahşi zihniyetteki faillerin bulunması, olayların ardındaki tüm gerçeklerin açığa çıkarılması ve faillerin en ağır cezaları alması için titizlikle ve sağduyu ile dava dosyalarını Kadın Kolları Genel Başkanımız Sayın Asu Kaya önderliğinde takip edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.”

Mavi Haber Merkezi

Bakmadan Geçme