Elazığ'da Sesler Yükseldi! Türk Eğitim-Sen'den Şiddete Tepki

İstanbul'da Okul Müdürünün öldürülmesinden sonra Türk Eğitim-Sen Elazığ Şubesi şiddeti kınayarak şiddete hayır mitingi gerçekleştirdi.

Türk Eğitim-Sen Elazığ Şube Başkanı Fatih Murat Taşkın, düzenlenen mitingde yaptığı açıklamada; “okullarda öğretmene şiddet, mobbing, itibarsızlaştırma vakaları ciddi önlemlerin, yasal düzenlemelerin ve esaslı politikaların hayata geçirilememesi nedeniyle maalesef had safhaya ulaşmıştır” diyerek şunları kaydetti:

“BİZLERİ YASA BOĞDU”

“Kamuoyunu ve eğitim camiamızı büyük yasa boğan şiddet olaylarına bir yenisi daha eklendi. İstanbul'da okul müdürü olarak görev yapan İbrahim Oktugan, bir öğrenci tarafından menfur bir saldırıyla silahla vurularak canice öldürüldü. Öncelikle kıymetli meslektaşımıza Allah'tan rahmet; yakınlarına ve eğitim camiamıza başsağlığı diliyoruz.
Disiplin yönetmeliklerinin yetersizliği, eğitimcilerin itibarını zedeleyen ve sadece adı değişen öğretmen şikâyet hatları, öğretmenlik mesleğinin mülakat, torpilli yönetici görevlendirmeleri, şeffaf olmayan ödül ve ceza gibi uygulamalarla rencide edilmesi, hem ekonomik ve sosyal hem de özlük haklarının gasp edilmesi, eğitimcilerimizi tahkir eden yayın, tutum ve açıklamalar, eti senin kemiği benim” şeklindeki güven ve teslimiyet anlayışının çok gerilerde kalması tüm bu şiddet olaylarına zemin hazırlamaktadır.

Çoğu okulumuzda güvenlik görevlisinin bulunmaması, güvenliğin sadece nöbetçi öğretmenler eliyle sağlanmaya çalışılması, kamera sisteminin olmaması şiddet olaylarına zemin hazırlamaktadır. Oysa her okulumuza güvenlik görevlisi alımı yapılması ve okullarımızın tamamında kamera bulundurulması hayati bir zorunluluktur. MEB'in bu konuda okullara bütçe tahsis etmesi, fedakârlıktan kaçınmaması çok önemlidir.

“MİLLETVEKİLLERİMİZ ARACILIĞIYLA TBMM'YE İLETTİK”

Öte yandan Türk Eğitim-Sen olarak eğitimde şiddetin önlenmesi, etkili ve caydırıcı tedbirler geliştirilmesi, eğitim çalışanlarının güvenli bir ortamda çalışmasının yasal koruma altına alınması amacıyla iki kez kanun teklifi hazırlayarak, milletvekilleri aracılığıyla TBMM'ye ilettik.

Özel eğitim kurumlarında çalışan eğitim çalışanlarının da, görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından kamu görevlisi sayılması, cezaların artırılması ve şikâyete bağlı kalmaksızın fail hakkında kamu davası açılmasını talep ettik. Bu noktada tüm siyasi partilerimizin birlik içinde olarak bu teklife destek vermesi ve teklifimizin yasalaşması en büyük beklentimizdir.

Eğitimde Şiddet Yasası çıkarılmasının yanı sıra Meclis Araştırma Komisyonu kurulması, Türk Ceza Kanunu'nda eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin ayrı bir suç tipi olarak düzenlenmesi de Türk Eğitim-Sen'in öncelikli taleplerindendir.

Daha fazla eğitim şehidi verilmesine müsaade etmemeliyiz!

“ÖZEL BİR POLİTİKA GELİŞTİRİLMESİNİ İSTİYORUZ”

Şiddeti protesto eden iş bırakmayı da içeren sayısız eylem, basın açıklaması ve basın toplantısı yaptık, “Eğitimde Sıfır Şiddet” temasıyla alanlara indik, anketlerimizle, araştırmalarımızla, afişlerimizle, yazılı ve görsel yayınlarımızla şiddet sorununa dikkat çektik.
Ayrıca;
Öğretmenlik Meslek Kanunu'nda eğitim çalışanlarına yönelik şiddet ile ilgili yasal düzenlemenin yer alması için de büyük mücadele veriyoruz!
Eğitimde şiddetin önlenmesi için yasal düzenlemenin yer almadığı bir ÖMK'yı hiçbir surette kabul etmiyoruz!
Üstelik bu da YETMEZ! diyoruz.
Milli Eğitim Bakanlığının mutlaka kamu/özel ayrımı yapmadan eğitimde şiddete yönelik ÖZEL BİR POLİTİKA geliştirmesini istiyoruz.

Tüm bunların yanı sıra;
Eğitim çalışanlarına yönelik gerçekleştirilen itibar suikastları son bulmalı, statü kaybı önlenmeli, rehber öğretmen sayısı artırılmalı, siyasiler, sanatçılar, sporcular gibi topluma rol model olan insanların eğitim çalışanları ile birlikte görünürlükleri artırılmalı, yazılı, görsel ve sosyal medya haberlerinde kullanılan “dil”e özen gösterilmeli, eğitimde şiddeti önlemeye yönelik etkin kamu spotları hazırlanmalı, öğrenciler arasında çeteleşme, madde bağımlılığı gibi şiddeti de beraberinde getiren davranışlar için etkili tedbirler geliştirilmelidir.

Rabia Sevilay Durukan, Mehmet Aktaş, Ayhan Kökmen, Ceren Damar Şenel, Necmettin Kuyucu, İbrahim Oktugan… Hayatlarının en verimli döneminde sevdiklerinden, öğrencilerinden koparılan tüm şehit eğitimcilerimizi saygı, rahmet ve özlemle anıyoruz.

“MİLLİ BİR ÖDEVDİR”

Değerli meslektaşlarımız;
Eğitim çalışanlarımıza yönelik şiddet aslında geleceğimize sıkılan kurşundur!
Bu nedenle geleceğimizin karartılmasına müsaade etmeyeceğiz. Türk eğitimcileri olarak şiddetle sonuna kadar mücadele edeceğiz.
Vandallara teslim olmayacak, bu vahşet olaylarının önüne geçilmesi için gerekli tedbirler alınana kadar konuyu gündemde tutmayı ve farkındalık oluşturmayı sürdüreceğiz. Eğitimcilerimizin can güvenliğinin sağlandığı çalışma ortamlarına kavuşması en büyük temennimizdir.
Şuurlu nesiller yetiştirmek biz eğitimcilerin olduğu kadar ailelerin de en önemli görevidir.
Buradan bir kez daha ailelerimize ve tüm topluma çağrıda bulunuyoruz:
Öğretmenlere verdiğimiz değer çocuklarımızın geleceğine yönelik verdiğimiz kıymettir. Bu bilinçle hareket etmek MİLLİ BİR ÖDEVDİR dedi.

Mavi Haber Merkezi

Bakmadan Geçme