Orkun: İnsanı Esas Almayan Anlayışa Sahipler!
Doğru Parti Genel Başkan Yardımcısı Cezmi Orkun, yaptığı açıklamada Ak Parti'yi eleştirerek, merkezinde insanın esas alınmadığı bir anlayışa sahip olduklarını iddia etti.
Orkun, yaptığı açıklama da merkezi insan olmayan bir parti de sevgi var mı, yok mu? Sorularını sorarak, açıklamasında şunları kaydetti:
“Amerikalı psikanalist, sosyolog ve filozof Erich Fromm; “sevginin, boş öğütler vermek değil en temel ve gerçek ihtiyaçlardan söz etmek olduğunu belirtirken, en önemli faktörlerinden birisinin de inanç” olduğunu ve inancı az olanın sevgisi de azdır tezini savunur. Matematikçi ve fizikçi Arşimet ise “bana bir destek verin, dünyayı yerinden oynatayım” derken bu desteğin inanç olduğu belirtilir. Bu durumda; siyaset, ticaret ve sosyal yaşamda başarılı olmanın temelini sevgi ve inanç oluşturmaktadır dersek yanlış olmaz elbette.
“BUNUN SONU ÇÖKÜŞTÜR”
Bu bilimsel tezler ve Antik Yunan filozofu Platon'un “Devlet işleri, içten gelen bir sevgi, edep ve olgun bir kafa ile yürütülmez ise, bunun sonu çöküştür” özdeyişinden hareketle, günümüz iktidarının her alanda çöküşe neden olan uygulamaları ele alındığında sevgi yoksunluğu olduğu görülür. Çünkü, bu iktidar merkezinde insanı esas almayan bir anlayışa sahiptir. Şöyle ki;
İnsanlarımızın; dini inanç ve milli duygu hassasiyetlerini siyasi çıkarlarına alet eden, milleti kutuplaştırarak ayrışmayı tetikleyen, teröristlerle mücadele yerine müzakere adıyla masaya oturan, kendisi dışındakileri terörist-hain olarak etiketleyen, tarikat ve cemaat zır cahil ekiplerle iş tutan bir anlayışı temsil eden bu AKP iktidar yönetimi belli ki inancını kaybetmiş, sevgiden yoksun bir yapı olarak varlığını sürdürmeye çalışıyor. Bu durumu açıklaması nedeniyle okuduğum ve çok anlamlı bulduğum anonim bir hikayeyi sizlerle paylaşmak istiyorum.
ZENGİNLİK, BAŞARI, SEVGİ
Bir gün, bir kadın evinden dışarı çıktığında üç yaşlı adamın kapısının önünde oturduğunu görür ve “Sizi tanımıyorum ama aç olmalısınız, lütfen içeri gelin, size bir şeyler ikram edeyim” deyince, yaşlılar “Kocan evde mi?” diye sorar. Kadın “Hayır, eşim dışarıda” der. Bunun üzerine yaşlılar “İçeri gelmeyiz” diyerek daveti geri çevirir. Akşam, kadının eşi eve döndüğünde kadın olanları kocasına anlattığında, kocası “Git, onlara evde olduğumu söyle ve davet et” der. Kadın dışarı çıkıp eşim evde diyerek yaşlıları tekrar evine davet eder. Fakat yaşlı 3 adam “Hepimiz birlikte gelemeyiz” deyince, kadın “Neden?” diye sorar. Yaşlılardan biri arkadaşlarını göstererek “Bu arkadaşımın adı Zenginlik, öbür arkadaşımın adı Başarı, benim adım da Sevgi” açıklamasını takiben “Şimdi evine git ve eşinle hangimizi ilk başta içeri alacağınızı kararlaştırın” der.
SEVGİ ESASLI HİKÂYE
Kadın tekrar içeri girer ve olanları eşine anlatır. Durum adamın hoşuna gitmiş ve “İyi bakalım” demiş. “O zaman Zenginlik, onu davet edelim, evimiz zenginlikle dolsun” deyince, kadın itiraz eder ve “Hayatım, niye Başarıyı davet etmiyoruz?” diye sorar. Bu konuşmaya şahit olan evin kızları araya girerek “Sevgiyi davet etmemiz daha iyi olmaz mı? Evimiz Sevgi dolar” derler. Bunun üzerine ailece alınan bu karar gereği kadın dışarı çıkarak “Hanginiz Sevgi? Lütfen içeri gelin ve bizim misafirimiz olun” der. Sevgi ayağa kalkarak eve doğru yürümeye başlar. Diğer ikisi de ayağa kalkarak Sevgiyi takip ederler.
Kadın şaşkınlıkla “Ben sadece Sevgiyi davet ettim. Siz neden geliyorsunuz?” diye sorunca Yaşlı adamlar hep birlikte “Eğer Zenginlik veya Başarıyı davet etseydiniz, diğer ikimiz dışarı bekleyecekti. Ama siz sevgiyi davet ettiniz, sevgi nereye giderse biz onu takip ederiz. Nerede sevgi varsa, orada zaten başarı ve zenginlik olacaktır“ cevabını verirler.
Ben değil siz değerli vatandaşlar, 22 yıldır ülkemizi yöneten AKP iktidarı ve koşulsuz destekçilerini bu hikayenin neresine koyarsanız koyun. Merkezinde insanı esas almayan bu anlayışta sevgi aramak mümkün mü?
“YÜREK, AKIL, RUH”
Ekonomik zorluklar sonucu aile bütünlüğünü sarsan, liyakat ve ehliyet sahibi yöneticiler yerine kendisinden olanları gözeten, doğanın talan edilmesine öncülük eden, canlıların yaşamlarındaki sorunların çözümüne kaynak bulamayan, insanları sosyal ve kültürel aktivitelerden yoksun bırakan, samimiyeti değil samimiyetsizliği esas alan, kurucu değerleri unutturmaya çalışan, bireysel hak ve özgürlükleri kısıtlayan, vatanın bütünlüğünden rahatsız olan, kötülüğü iyiliğe, güzelliği çirkinliğe, hurafeyi bilime, yaşamayı ölüme, zengini yoksula tercih eden AKP iktidar yönetimi “Yürek- akıl – ruh” olarak sevgiden yoksun demektir.
Başarı ve zenginliğin kaynağı sevgiyi ancak merkezinde insanı esas alan bir siyasi yapının etrafında toplanırsanız bulursunuz. İşte o siyasi yapı DOĞRU PARTİ olup, iktidar yapmanız halinde başarı ve zenginlik kaçınılmaz olarak gerçekleşir. SİZ yoksanız, bir kişi eksiğiz” dedi.