Vatandaşlarımızın Yüzde Sekseni Sefalet İçerisinde
Doğru Parti Genel Başkan Yardımcısı Cezmi Orkun, Ak Parti'yi sert bir dille eleştirerek, yasakların, yolsuzlukların ve yoksullukların artmasıyla ilgili Ak Parti hükümetini suçladı.
Orkun, yaptığı açıklamada ülke ekonomisinin günden güne kötüleştiğini ifade ederek açıklamasında şunları kaydetti:
“22 yıllık iktidarları süresi boyunca uyguladığı sosyal, siyasal ve ekonomik politikalar sonucu her alanda oluşan çöküşün tek sorumlusu olmasına rağmen bu süreçte meydana gelen her olumsuz olay için kendisi dışında sorumluluğu mutlaka birilerinin üzerine yüklemiştir. Ancak, hatalarını kabul etmeyen Erdoğan'ın son günlerdeki söylemlerine bakıldığında sorumluluğun kendisine ait olduğunu satır aralarında itiraf ediyor. Örneğin;
“NEDEN YOKSULLUK AZALMIYOR”
3Y(Yasaklar, Yolsuzluk ve Yoksulluk) kaldırılacaktır iddiası ile iktidara gelen Erdoğan, bunları kaldırmak yerine daha da arttırarak kalıcılığını sağlamış ki, kendisinin New York - Manhattan'da dev bir bina inşa ettirdiği haberiyle gündeme gelen TÜGVA genel kuruluna katıldığı ve toplantıda katılanlara yaptığı konuşmanın bir yerinde “Yolsuzluğun olmadığı, yoksulluğun olamayacağı Türkiye'yi biz yaparız; şu an itibarıyla da onun hazırlığı içindeyiz” ifadesi ile iktidarlarında ülkede yolsuzluk ve yoksulluğun varlığını itiraf etmiş olmuyor mu? yine;
Döviz ve enflasyon yüksekliği can yakmaya başlamadan önce faiz sebep enflasyon sonuç diyordu. Ülke uçuruma sürüklendi. Şimdi de “OVP(Orta Vadeli Program) rayında ilerliyor. Hedefimiz enflasyonu tek haneli rakamlara indireceğiz” vaadinde bulunuyor. Yani, bu söylemi enflasyonun yükselmesi benim uyguladığım ekonomik politikanın yanlışlığı sonucudur ki öyle, itirafı değil mi? Ekonomimiz düzeliyor diyen Erdoğan'a sorarım. Ekonomi düzeliyorsa niye;
Emekli ve çalışanların ücret ekonomisi düzelmiyor,
Bütçe açığı, işsiz ve yoksul sayısı azalmıyor,
Zengin daha zenginleşirken, fakir daha çok fakirleşiyor,
Emeklilerden alınan ilaç katkı bedeli kaldırılmıyor,
Yaşam için gerekli ürünlerin (gıda, eğitim, sağlık, giyim ve enerji) fiyatları zamlanıyor,
Çok kazanandan az, az kazanandan çok vergi alınıyor,
Suriyeli mültecilere para karşılığı vatandaşlık verilmesi işlemi devam ediyor,
Dünya Bankası ile yapılan anlaşma gereği, yapılacak yatırımlar karşılığı istihdamın yüzde 50'si mülteciler olacak şartı yerinde duruyor.
“ÇİFTÇİLERİMİZİN TRAKTÖRÜ HACZEDİLİYOR”
Neden bu sorunlar giderilmiyor. Neden vatandaşın anayasal hakkı olan rahat ve huzur ortamı sağlanmıyor. Neden hala kayıp kaçak elektrik bedelleri vatandaşlarımıza ödettiriliyor. Neden vatandaşlarımız geçmediği köprüler ve otoyollar, uçmadığı havaalanları, yatmadığı şehir hastanelerinin işleticilerine ödeme yapmaya devam ediyor. Neden çiftçilerimizin traktörleri haczediliyor. Neden toplumun yüzde seksenini oluşturan sefalete mahkûm vatandaşlarımıza el uzatılmıyor. Neden sizler halkın sırtından lüks ve şatafat içerisinde gününü gün ederken toplumun büyük kesimine kara günler yaşatıyorsunuz.
“YÜZLERCE NEDEN SORUSU CEVAPSIZ”
Sormaya devam edeyim; Halkın insanca ve onurluca yaşama hakkını reva görmeniz için daha ne istiyorsunuz acaba. Neden gençlerimizin geleceğini karartıyor ve özellikle üniversite öğrencilerimizin barınma ve iaşe problemlerini gidermiyorsunuz. Neden gelir dağılımında adaleti sağlamak için bir adım dahi atmıyorsunuz… Daha yüzlerce neden sorusu cevapsız. NEDEN?
Ben söyleyeyim ülkeye yüksek faizle sıcak para sokarak (ki son günlerde dövizdeki durağanlık bunu gösteriyor) günü kurtarma politikalarıdır yaptığınız Sayın Erdoğan. Oysa yapmanız gereken sermayenin ülkemize yatırım yapmasının önündeki engelleri yani yargı, yürütme ve yasama erklerinin bağımsızlığını sağlayarak güven tesis etmenizdir. Ancak o zaman istihdama yönelik yatırımlar gerçekleşebilir ve ekonomimiz düzelme seyri gösterebilir.
“PARTNERLERİMİZLE BİRLİKTE BİZLER HAZIRIZ”
Oysa, içte ve dışta kaybedilen güven duygusunu bozan iktidarınız olduğu için sorumluluğunu kısmen de olsa üstlendiğiniz sorunların çözüme kavuşması için uğraş vermek yerine ekonominin rayında ilerlediği söyleminiz bir aldatmaca ve halka umut vererek duygu sömürmeden başka bir şey değildir. Biliniz ki tren raydan çıkmıştır.
Çözüm, erken seçim yoluyla iktidar değişikliğindedir ki son yerel seçimde halkımız bu işareti vermiştir. Raydan çıkan treni ray üzerine oturtmak için kadro ve projeleriyle DOĞRU PARTİ olarak içerisinde yer aldığımız KURTULUŞ İTTİFAKI partnerlerimizle birlikte bizler hazırız. Hem de çözümlerimiz ekseninde vatandaş olan politikalarımızla. Beklentimiz, Ana muhalefet CHP Genel Başkanı Özel'in, etkisinden kurtulamadığı zafer sarhoşluğunu bırakıp gerçekler doğrultusunda vatanseverlik ruhu çerçevesinde Türkiye'nin geleceğini aydınlatmak amacı taşımasıdır. Bekleyip, göreceğiz” ifadelerine yer verdi.