Ahmet Paki Kaymaz

DİNCİ SİYASETÇİ İLE SÖZDE KİRALIK GAZETECİLER

Ahmet Paki Kaymaz

Farkındayım, neresinden bakarsanız bakın maneviyatımızı inciten, mide bulandırıcı bir başlık. 

Sizlerin rahatsız olduğunuzdan eminim. Birde buna muhatap olanların neler hissettiğini varın siz düşünün.

Elazığ Belediyesi’nin temizlik aracı kiralama ihalesi konusunu, program ortağım Av. Cengiz Gülaç ile birlikte işlediğimiz SANSÜRSÜZ programını izleyenleriniz hatırlayacaklardır.

Saadet Partisi İl Başkanı Abdullah Akın’ın ihalenin kanunlara aykırı olduğunu iddia ettiği gerekçeleri tek tek Av. Cengiz Gülaç’a sormuştum.

Cengiz Bey ise belediyeden almış olduğu belgelerle Abdullah Akın’ın iddialarını tek tek çürütmüştü.

Taraf olmamıştık, bizler konuşmamıştık ama belgeler konuşmuştu. Belgelerin olduğu yerde farazi konuşmak zaten bizlere yakışmazdı.

Buraya kadar hiçbir sıkıntı yoktu. Abdullah Akın’ın daha sağlıklı bilgi ve belgelerle hareket etmesi gerektiğini, siyasi bir kişilik olarak boş iddialar ile Elazığ kamuoyunu meşgul etmemesi gerektiğini de yorumlarımızda beyan etmiştik.

Bütün iddiaları belgelerle çürütülmüş olan Abdullah Akın, belgesiz bir şekilde yorum ve çirkin iftiralar içeren iddialarını sürdürmeye devam etti.

Son olarak gazeteci bir arkadaşımızın WEB TV kanalında programa çıkan Abdullah Akın, bizlerin sunmuş olduğu belgelere, belgeler ile cevap vermek yerine, son dönemlerde siyasiler tarafından moda haline gelmiş olan gazetecileri kastederek “Kiralık kalem ve tetikçi gazeteciler” gibi çirkin iddialarda bulunarak topu taca attı.

Temizlik ihalesi konusunu YouTube kanalımızda işleyen tek kişiler olarak bizlerin bu iddiaları üzerimize almamamız için tabiri caiz ise “Salağa” yatmamız gerekiyor.

Abdullah Akın, yarın çıkıp bizleri kastetmediğini söylese bile burada yazacaklarım değişmeyecektir. Gazetecilik mesleğini şerefiyle yapan bizler diğer meslektaşlarımızın şerefine sahip çıkmayı da biliriz.

Siyasetini din üzerinden yapan, dindar görünerek gerçek ve samimi dindar insanların oylarını tavlamaya çalışan Abdullah Akın, isim verecek kadar cesareti olmadan, bin bir türlü cefa ve zorluklarla savaşan gazetecilere “kiralık kalem ve tetikçi gazeteci” derken, iftira atmanın günahını hesaba koymadan dinci siyasetçi ( Din üzerinden oy devşirmek) profilini netleştirmiştir.

Son yerel seçimlerde Saadet Partisi’nden belediye başkan adayı olan Abdullah Akın’ın afişleri Elazığ belediyesi tarafından sökülürken, partisinin ve kendisinin hakkını arayan ve Elazığ belediyesine çok ağır yazılar yazan tek gazeteci bendim. 

Şimdi buradan Abdullah Akın’a soruyorum; Dünya gözüyle sadece bir defa gördüğüm, oturup da iki kelam bile etmediğim sizin hakkınızı savunurken de beni siz mi kiralamıştınız?

Yaptığımız programda sizinle alakalı hiçbir olumsuz yorum yapmamışken, bilakis olumlu yorum yapmışken, Av. Cengiz Gülaç’ın belgelerle sizlerin iddialarını çürütmesi zorunuza gittiği için mi bu tarz çirkin iftiralar atıyorsunuz?

Yoksa sizin dininizde iftira atmak günah değil mi?

Aynı zamanda buradan WEB TV sahibi Elazığ’ın en eski gazetecilerinden Erhan Dabak’a da bir çift sözüm olacak.

Yılların gazetecisi olarak, karşındaki siyasetçi sırf senin değirmenine su taşıyor diye meslektaşlarına kiralık kalem ve tetikçi derken içten içe mutlu mu oldun? 

Yoksa gaflete düşerek cevap vermeyi es mi geçtin?

Bundan sonra gazetecilere kiralık veya tetikçi derken ispat etmeden ve imtina etmeden konuşan siyasetçilere, misliyle aynı şekilde muamele edeceğimi beyan ediyorum. 

Hodri meydan!

Son olarak, Elazığ Basın ve Medya Cemiyeti başkanımız Nafiz Koca, Fırat Havzası Cemiyet başkanımız Serkan Gürtürk ve Elazığ Basın Cemiyeti başkanımız Mustafa Doğan’ı şerefli basın mensuplarının hakkını korumaya ve haddini bilmeyen siyasetçilere de haddini bildirmeye davet ediyorum.

Yazarın Diğer Yazıları