2020 Elazığ depreminden bu zamana kadar yaşanılan depremlerden sonra her an deprem olacak korkusuyla geçirmediğimiz gece yoktur sanırım. Her ne kadar psikolojik olarak deprem gerçeğine alışmak zorunda olsak da, korku dürtümüzü yenemememizin sebeplerini de ortaya koymak lazım.
Geçen hafta Malatya’nın Kale ilçesi merkezli 5.9 şiddetindeki depremi şehrimizde iliklerimize kadar hissettik. Yine her an deprem olacakmış korkumuz depreşti.
Allah’tan can kaybımız yok. 20 tane kullanılmaz halde olan binamız var ve bundan sonra beklenen, olması yüksek ihtimalli depremlerde yıkılma riski olan mahallelerimiz ve binalarımız var.
Oturmuş olduğunuz binanın depreme dayanıklı olması deprem korkunuzun şiddetini belirliyor.
Şehrimizin merkezinde bulunan mahallelerdeki eski ve hasarlı binalarda yaşamak zorunda olan vatandaşlarımızın psikolojisini antidepresan ilaçlar ile düzeltmesi pek de mümkün görünmüyor.
Antidepresan ilaçlardan ve dualardan medet uman vatandaşlarımızın asıl ihtiyacı olan şey, ivedi bir şekilde kentsel dönüşüm startının şehir merkezinde başlatılmasıdır.
Mevzu tam olarak burada başlıyor ve ilerleyemeden düğümleniyor.
Peki, şehrimizin acil olarak kentsel dönüşüme ihtiyacı olan mahallelerimizdeki depreme dayanıklı yapılara dönüşüm problemini kim çözecek?
Tabi ki buna çözüm yolu bulması gerekenler, siyasilerin öncülüğünde kurulacak olan içerisinde valilik ve üniversitenin de dahil olduğu konsorsiyum…
Peki, kentsel dönüşümü dert edinen ve bunun için ortaya düşen Tüm Elazığ Muhtarlar Derneği’nin “Yarısı bizden” kampanyasından Elazığ’da faydalansın gayretinden başka kentsel dönüşüm için somut mücadele eden kimse var mı?
Elazığ Belediyesi’nin Nailbey mahallesinde başlatmış olduğu kentsel dönüşüm çalışmaları müracaat alımları aşamasında. Elazığ Belediyesi’nin kentsel dönüşüm maliyetleri vatandaş için ödenebilir boyutta değil.
Şahsi fikrim, Elazığ Belediyesi’nin başlatmış olduğu kentsel dönüşüm projesinin hayata geçme ihtimalinin bayağı düşük olduğu yönünde.
Yani bu memleketin kentsel dönüşüm problemi Elazığ Belediyesi’nin Nailbey mahallesinde başlatmış olduğu başarıya ulaşma ihtimali bayağı zayıf olan bir çalışmadan ibaret.
Başka da bir numara yok.
Şehrin siyasileri ne yapıyor bu durum karşısında?
Tabiri caizse siyaseten biribirlerinin kuyusunu kazmaktan başka bir şey yapmıyorlar!
İddialara göre AK Partili vekiller enerjilerini “Kurum müdürleri benim adamlarım olsun” mücadelesine harcıyorlar.
Şehrin ortak menfaatleri için bir araya gelemeyen AK Partili siyasiler yapılan son genel seçimden gerekli dersleri almamış görünüyorlar.
AK Partili siyasilerin bazılarının biribirlerine karşı olan husumetleri siyasetin de önüne geçmiş, tamamen şahsi bir hal almıştır.
Bu durum siyaseten temsil ettikleri şehrin problemlerinin geri planda kalmasını sağlamaktadır.
Bu şehir yeni bir deprem faciasının arkasından gelmesi muhtemel yıkımı ve acıyı bir daha kaldıramaz.
Kentsel dönüşüm probleminin çözülememesinin tek müsebbibi şehir adına bir araya gelemeyen siyasilerdir.
Bu vebal, onları bu şehrin tarih sayfalarına kara bir leke olarak çivi yazısıyla kazıyacaktır.
