Cahit Zirgüleli

BÜTÜN KÖPEKLERİ ÖLDÜRÜN

Cahit Zirgüleli

Durun hemen başlığa bakıp bu yazının İsrail ile ilgili olduğunu düşünmeyin. Dilimizde çok yanlış da olsa “köpek” sözcüğü hakaret içerikli kullanılıyor ancak bazen bu sözcüğün bile aciz kaldığı zalimler olabiliyor. 

Namık Kemal, Hürriyet Kasidesi’nde “Kilâb-ı zulme kaldı gezdiğin nâzende sahrâlar/Uyan ey yâreli şîr-i jeyân bu hâb-ı gafletden” diyor. Günümüz Türkçesiyle “Ey yaralı kükreyen aslan! Senin gezdiğin güzel sahralar zulmün köpeklerine kaldı, artık gaflet uykusundan uyan!” anlamına gelen bu mısralarda gaflet uykusundaki yaralı kükreyen aslan kim, zulüm köpekleri kim; onu da bi zahmet biz düşünüp bulalım. Her şeyi şairden beklememek lazım!..

Dediğim gibi yazı zulüm köpekleri ile ilgili değil. Bu hafta gündemi meşgul eden ve özellikle sokak köpeklerinin öldürülmesini de içeren kanunla ilgili. Ben bu satırları kaleme aldığımda büyük ihtimalle kanun Meclisten geçerek yürürlüğe girecek.
Vatana millete hayırlı olsun, sokak köpeklerine de geçmiş olsun!..
Yaşı benim gibi kemale ermiş olanlar bir zamanlar şehrin sokaklarında “köse” adı verilen görevlilerin olduğunu hatırlayacaklardır. (Gerçi bu adlandırma bize ait de olabilir, tam bilmiyorum!..)

Bu görevliler omuzlarında bir tüfek, şehrin sokaklarını gezer, sahipsiz buldukları köpekleri gözlerini kırpmadan öldürürlerdi. Ben kendi gözümle kaç defa şahit olmuşumdur bu duruma. Yok, Cahit Bey atıyorsun diyenler büyük ihtimalle şehrin o zamanlar bisküvi çocukları dediğimiz ahalisindendir. Bizim Seko’da, Sanayi’de, Salıbaba’da yaşayanlar beni doğrulayacaktır. 

Zavallı köpekler, bu görevlileri gördüğünde adeta onları tanır, kuyruklarını kıstırdıkları gibi canını kurtarmanın derdine düşerlerdi. Bu görevliler, zaman zaman da zehir kullanır; hayvanlara zehirli yiyecekler bırakırlardı. Ancak bu durumda evcil bazı hayvanların da öldüğü bu nedenle kavgaların çıktığı da olurdu. 
Anlaşılan o ki bu yeni Kanun ile bu görüntüler sokaklarda yaşanmasa bile gözlerden ırak yerlerde sokak köpeklerinin sonunu getirecektir. Çünkü bizim gibi yaşama hakkı nedir, neleri içerir tam olarak idrak edememiş toplumlarda bu türden kanun düzenlemeleri bir faciaya neden olabilir. İnşallah yetkili olanlar insaflı olur da bunun bir toplu katliama dönüşmesi engellenir ne diyelim!. Allah sokakta kalanlara yardım etsin!.. Garip gurebanın hayvan olanı bile hayvanca da olsa yaşama hakkına sahip değil.

Burada şunu da belirteyim. Bizde belediyeci olmak, öncelikle şehrin rantını dağıtmak olarak anlaşıldığından şehrin sakinlerinin (hayvanlar da dahil) ihtiyaç ve istekleri ancak bir zaruret ortaya çıktığında dikkate alınır. Burada da öyle oldu. Hayvanlar çoğalıp insanlara zarar vermeye başlayınca tedbir almak akıllara geldi. Gerçi bu noktada bizim Elazığ Belediyesinin hakkını teslim edeyim. Bizde bu barınak işi çoktan var. Bu açıdan emeği geçenleri hem kutlarım hem de onlara teşekkür ederim. 

Bir çift söz de hayvanseverlere. Kardeşim bakmayacağınız, sorumluluğunu üstlenemeyceğiniz hayvanı alıp da onun da yaşamına sebep olmayın. Sokaklarda köpekleri insanları korkutmak amacıyla gezdiren tiplere de bir şeyler söylemek isterim ama gezdirdikleri hayvanlara olan saygımdan onlara bir şey diyemiyorum!..

Yazarın Diğer Yazıları