ENDİŞEYE MAHAL YOK ENDİŞEYE!
Cahit Zirgüleli
Elazığspor maçlarına gelen var mı? Eğer yazımı okuyanlar içinde maçlara gelen varsa güney tribününde daha doğrusu Sürsürü tribününde maç boyunca susmayan bir grup Elazığspor sevdalısını ve bu ateşli taraftar grubunun hemen önündeki, benim de başlık olarak seçtiğim sloganı görmüşlerdir:
“Endişeye mahal yok endişeye!..”
Bu taraftar grubu ForzaElazığ sanırım. Gençler 90 dakika boyunca susmuyor tabir caizse bütün stadı ayağa kaldırıyor. Bu açıdan bir
“Endişeye mahal yok endişeye!..” Elazığsporumuz için!..
Böyle bir taraftar grubun varsa gerçekten endişeye mahal yok.
Hafta sonu payitahtımız Ankara’daydım. Durun hemen heyecanlanmayın geçen hafta dedim diye bu hafta beni Ankara’ya siyasi geleceğimi konuşmak için çağırmadılar.
Zaten dikkat ettiyseniz sosyal medyamda da siyasilerle onları ziyaret ederken bir fotoğraf paylaşmadım. Malum bizim Elazığ’da biri bir yerlere gelmişse, bir makam mevki elde etmişse haftalar aylar boyunca “hayırlı olsun”a gidilir; ilgili ilgisiz bir sürü insan bir görüntü vermek için şekilden şekile girer.
Hatta ben bazılarını tespit ettim ki adamlar “hayırlı olsun”a gitmekten kendi işlerini yapamaz duruma gelmişlerdir. Belki de işleri birilerine “hayırlı olsun”a gitmektir. Eğer böyle bir durum varsa bu görevlerinden ötürü onları eleştirdiğim için, günahlarını aldığım için bu kişilerden özür dilerim!..
Neyse!.. Ne diyordum, haa Ankara’ya gitmiştim. Orada gördüm ki bizim ekonomimiz hiç de sanıldığı gibi kötü değil. Nereden mi çıkardım bunu. Şuradan ki: Biliyorsunuz Ankara, bir şey üretmekten ziyade tüketen bir şehir. Çok güçlü bir ekonomisi yok, tarımın esamesi okunmaz, turizm hak getire!..
Ancak gördüm ki çok lüks gökdelenler var. Devlet kurumlarının bahçesindeki otoparklar kodoman galeri sahiplerini kıskandıracak lüks araçlarla dolu. Maybahlar, audiler, bemeveler… say say bitmez. Eee, öyleyse bizim ekonomimiz nasıl kötü? Sorarım size, ekonomisi bozuk bir ülkede bürokratlar bu otomobillere binebilir mi?
Bu açıdan bir “Endişeye mahal yok endişeye!..” de ekonomimize.
Bu araçları satsak ekonomimiz anında düzelir, o yüzden endişeye mahal yok!..
Yazının başına oturdum, bir yağmur bir yağmur… Gök delindi, sanırsınız. Düne kadar yağmur yağsın diye göğe açılan eller, şimdi de aman ya Rab, bir felakete dönüşmesin rahmetin, demek için semaya açılıyor.
Ancak alt yapımız gerçekten bu gibi afetlerin felakete dönüşmesini engelliyor!.. Hayır, kesinlikle ironi yapmıyorum. Baksanıza Brezilya’da az bir yağmur yağdı, yüzlerce insan hayatını kaybetti. Biz küçücük bir Anadolu şehrinde az biraz Venedik havası yaşıyorsak bunun da kıymetini bilelim canım!.. Nankörlük etmeye gerek yok.
Bu açıdan son bir “Endişeye mahal yok endişeye” de alt yapımıza.
Böyle ileri görüşlü, şehircilikten anlayan yöneticilerimiz varsa yağmur bize ne kâr ede, o yüzden endişeye mahal yok!..