Cahit Zirgüleli

İNŞALLAH KAZANIRIZ!..

Cahit Zirgüleli

İlk başlığım gündemi biraz geriden takip ediyor. Çünkü ben bu yazıyı yazmayı planlarken henüz Elazığsporumuz Ordusporla oynamamış idi. Benim bu temennim çok şükür ki gerçekleşti, Elazığsporumuz hak ettiği şampiyonluğa ulaştı ve 2. Lige çıktı. Tüm şehrimize hayırlı uğurlu olsun. Başta futbolcular ve teknik ekip olmak üzere emeği geçen herkesi kutluyor, emeklerine yüreklerine sağlık diyorum.
İnşallah Elazığsporumuz bu başarıları devamlı kılar. 

Diyorum ve bir parantez açıyorum. Albert Aynştayn demiş ki “Hep aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemek aptallıktır!..” 
Yani Elazığspor bu hallere düşerken yapılanları tekrar edip bundan sonra başarı beklemek en hafif ifade ile aptallıktır. Bu şehir madem sanayide, ticarette ilerlemiyor, zaten turizmde de çok fazla beklentimiz yok öyleyse şehrimizi bir spor, eğitim ve sağlık üssü haline getirebiliriz. 

Özellikle gençlerin spora yönelmesi onları hem daha sağlıklı hem de topluma daha faydalı bireyler haline getirecektir. 
İşte bu noktada ilin yöneticilerine büyük görevler düşüyor. Bu alanda projeler üretilmeli ve bu projelerin hayata geçmesi için herkes elini taşın altına koymalı. 

TAŞIN ALTINDAKİ ELLER KİMİN?

İşte tam bu noktada bir ara başlık yapmak boynumuzun borcu. Bizim gazetenin sahibi Paki Bey ve başyazarı Cengiz beylerin youtubedeki “Sansürsüz” programını hiç kaçırmam. Elazığ ile ilgili konuşulmayanları bu programda mutlaka öğrenirsiniz. Bu hafta programda şöyle bir konu geçti. Bir grup Elazığlı, milletvekilimiz Erol Keleş Bey’den Elazığspor için prim istiyor. Erol Bey de benim prim verecek maddi durumum yok, veremem diyor. Bunun üzerine de vay sen misin böyle diyen deyip “Sahipsiz Elazığ!..” sloganı atılıyor.
Programda Paki ve Cengiz beyler bu tutumundan ötürü Erol Bey’i kutladılar. 
Bir kutlama da benden. Ne yazık ki son dönemde özellikle siyasilere karşı böyle bir tavır belirdi. Madem siyaset yapıyor o zaman elini taşın altına koymalı. Elini taşın altına koymaktan kasıt da işte bu türden maddi jestler yapmaları.
Bu durum ne yazık ki siyaseti sadece zenginlerin tekelinde bir hobi, bir uğraş haline getiriyor. Paran yoksa eğer ne işin var siyasette, şeklinde bir görüşü güçlendiriyor.

Oysa siyasilerden beklenen; üzerlerine düşen, uhdelerinde bulunan konularda ellerini taşın altına koymak olmalı. 
Hem şunu da belirtmeden geçmeyeyim, futbol takımlarına para desteğinde bulunanların çoğu bunu kendi keselerinden yapmıyor. Bir veriyorsa beş, on alıyor. Zaten bu şekilde almayanlar da kamunun parasını veriyor. Yani para senin benim cebimden çıkıyor ama kahraman o parayı futbol kulübüne veren siyasi oluyor.

Yazarın Diğer Yazıları