Cahit Zirgüleli

MİLLÎ, YERLİ, LİYAKATLİ

Cahit Zirgüleli

Yaşadığımız son yıllar özellikle sosyal medyanın etkin bir şekilde kullanılmasıyla birlikte değerlerin, içinin boşaltılıp araçsallaştırıldığı bir dönem olarak hatırlanacak. Burada özellikle sosyal medya vurgusu yapıyorum çünkü sosyal medya “ağzı olan konuşuyor” mottosunun hayat bulmasını sağlayan bir imkân yarattı herkes için. 

Normalde söyleyecek iki lafı olmayan, toplum içinde konuştuğu zaman dinlenilmeyecek kişiler, bu mecralarda kendilerine yarattıkları sanal kimlikler üzerinden, beylik laflarla başladılar değerlerin içini boşaltmaya.  

Misal, adam hayatta cuma namazı kılmaz ama her cuma sosyal medyasından ya da vatsaptan “Cumanız mübarek olsun.” mesajları atar. 

İşi gücü yalakalıktır, bu sayede işe girmiştir, bir mevkiye gelmiştir ama sosyal medyasında “Rızkı veren Hüda’dır, kula minnet eylemem!” paylaşımı yapar. 

Sofrasındaki koladan utanmadan elinde zor şer aldığı ayfonundan “Kahrolsun katil İsrail, boykota devam.” sloganları savurur. 

Eee vatandaşı böyle olan bir toplumun siyasetçisi de boş duracak değil ya. O da var olan bütün değerlerin üzerinde tepinip onlardan oy devşirecektir.

Tam bu noktada size imam-cemaat ilişkisine değil, cemaat-imam ilişkisine odaklanmanızı öneririm.  

Çünkü malum laf, imamın eyleminin cemaati coşturacağı şeklinde tepeden inmeci (jakoben) bir anlam taşır. Oysa ben, düzelmenin veya bozulmanın aşağıdan yukarıya doğru olduğunun; başka bir deyişle altyapının üstyapıyı belirlediğinin daha doğru ve tarihsel gerçeklere uygun olduğunu düşünüyorum. 

Şimdi hemen Cahit Bey, bu altyapı, üstyapı, jakoben lafları da nereden çıktı. Sizin ağzınız ne diyor, lütfen sadede geliniz, demeyin. Bırakın bu fakir de kendi müktesabatı hakkında bazı atraksiyonlar yapıversin. 

Ne diyordum cemaat osurursa-pardon bu üslup bana ait değil ben böyle ayıp şeyler yazmam- düzelteyim cemaat böyle olursa imam neler yapmaz. 

Şu sıralar ekranlara bakın ağzını açan siyasetçi boyuna posuna bakmadan yerli ve milli olmaktan dem vuruyor. Böylelikle bir milletin varoluşunun yegane koşulu olan yerlilik ve millilik değerinin içi boşaltılıyor. 

Yerlilik ve millilik neden önemlidir?

“6 Gün Savaşı” adıyla tarihe geçmiş bir İsrail-Arap savaşı var. Bu savaş, İsrail'in kesin üstünlüğü ile bitmiş. İsrail, bu savaşın sonunda topraklarını dört kat büyütmüş.

Bu savaş başta “Filistin Sorunu” olmak üzere günümüzdeki birçok sorunun temelini oluşturuyor. 

Bu savaşta İsrail’in galip gelmesindeki en önemli etken Mısır ordusuna ait 400’e yakın savaş uçağının daha havalanmadan yok edilmesidir. 

Bu esnada Mısır ordusunun radarlarında Sovyet mühendis ve teknisyenleri görev yapıyormuş. Demek ki elinizde en son teknolojik aletler olsa bile onları yerli ve milli unsurlarınız kontrol etmiyorsa hava!..

Yani bir ülke varlığını korumak istiyorsa fertlerini yerli ve milli olarak yetiştirmek ve bu fertlerini de en stratejik yerde istihdam etmek zorundadır.

Fakat gelin görün ki bizde yerli ve millî olduğunu iddia edenler yeteneksizin önde gidenlerinden oluşuyor. Yerli ve millilik iddiası adeta vasat olmanın kalkanı durumunda.

Neticei kelam ağalar yerli ve milliyiz diyerek makamları işgal etmenize itirazımız yok az biraz da liyakatli olsanız diyoruz!..

Yazarın Diğer Yazıları