ALIN SİZE TURPUN BÜYÜĞÜ!
Cengiz Gülaç
Turpun büyüğünü yazmadan önce kısa bir değerlendirme yapalım. Biraz da meraklanmış olursunuz!
Ama var ya, yazacağım turp öyle böyle değil!
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Ekim ayında kimsenin beklemediği bir çıkış yaptı. Bahçeli özetle, Apo gelsin DEM Partisi’nin grubunda konuşsun, PKK silah bıraksın dedi.
Sonra DEM heyeti İmralı’ya gidip Apo ile görüştü. Görüşmenin sonunda sırf bir şeyler söylemiş olmak için ortaya tirit bir açıklama geldi.
Aradan kısa bir süre geçmişti ki, Suriye’de Esed dönemi bitti.
Bahçeli’nin çıkışı tartışılır gibi yapıldı ama aslında ne olduğuna, daha doğrusu ne olacağına dair esaslı bir tartışma yapılmadı.
Konu en yavan haliyle şöyle tartışıldı:
“Erdoğan’ın Bahçeli’nin açıklamasından haberi yokmuş.
Apo ev hapsine mi çıkacak yoksa umut hakkından mı faydalanacak?
Erdoğan aslında süreçten rahatsız.
Apo evlenmek istiyor!”
*****
İlk başta mabadının hayrını görmeyen bir işadamının eşcinsel ilişkisinin ortaya çıkmaması için 5 milyon dolar para verdiği söylenen magazin dedikodusu ile başlayan mesele Ayşe Barın isimli menajerin Gezi Olaylarına bağlanıp tutuklanasıyla sonuçlandı.
Beşiktaş Belediye Başkanı tutuklandı.
Esenyurt Belediye Başkanı tutuklandı ve belediyeye kayyum atandı.
Mardin’e ve daha birçok belediyeye kayyum atandı.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ tutuklandı.
Halk TV’de çalışan gazeteciler gözaltına alındı, genel yayın yönetmeni tutuklandı.
Ekrem İmamoğlu hakkında çeşitli iddialarla soruşturmalar açıldı…
*****
2017 referandumuyla değişen rejimi anladığımızı düşünmüyorum.
Artık devlet çok ama çok güçlü. İktidara inanılmaz yetkiler veriyor.
Siz muhalifçilik oyunu oynadıklarına bakmayın. Aslında muhalif siyasilerin ve gazetecilerin çoğu bu durumu biliyor.
*****
Birinci açılım süreci başarısızlıkla sonuçlanmıştı. O dönem Cemil Bayık “Biz aslında devletle anlaşmıştık ama Batılı dostlarımız izin vermedi” demişti.
PKK’nın Avrupa kanadı barış istemiyordu. Aslında bugünün DEM’i, o günün bilmem ne partisi Avrupa ekolündendir. Selahattin Demirtaş da Avrupa ekolündendir. Avrupa çözümü istemiyordu.
Birinci açılım sürecinde FETÖ devletin içinde çok etkiliydi ve herkes de biliyor ki FETÖ o süreci baltaladı.
Devlet ise süreç zarar görmesin diye PKK’nın bütün azgınlıklarını görmezden geldi. PKK mahkemeler kurdu. Sokakta kimlik kontrolü yapar hale geldi. Hendek olayları öncesi şehirlere silahlar taşınıp, hendekler kazılırken FETÖ’cü güvenlik güçleri bilerek müdahale etmedi.
Yine tüm mesele kamuoyu önünde her yönüyle tartışıldı. Sonunda ilk seçimde AK Parti tek başına iktidarı kaybetti. Hendek çatışmaları başladıktan sonra yenilenen seçimde yeniden AK Parti tek başına iktidar olabildi…
*****
Benim anladığım şu…
Devlet bu sefer sürecin tartışılmasını istemiyor. Kayyum atamaları, tutuklamalar…
Gündem hep meşgul ediliyor.
Zaten muhalefetin zekâ seviyesi Ekrem İmamoğlu’nun mu yoksa Mansur Yavaş’ın mı cumhurbaşkanı adayı olacağı tartışmasının ötesine geçmiyor!
Ve devlet yeni rejimin kendisine vermiş olduğu gücü ölçüsüz bir şekilde kullanıyor.
FETÖ’nün devletteki gücü çok ciddi oranda kırıldı. Suriye’de şartlar değişti. Trump yönetimi bölgeden çekilmek istiyor.
İsrail bölgede Türkiye’ye rağmen hareket etmenin zorluğunu biliyor. Türkiye de İsrail ile çatışarak bölgesel meseleleri çözemeyeceğini biliyor.
*****
Gelelim turpun büyüğüne…
Son anda bir değişiklik veya büyük bir olay olmazsa Apo görüntülü açıklama yapmayacak.
Toplamda bir A4’ün 3/4’ü büyüklüğünde bir mektup yayınlanacak. Bu mektupta iki ana nokta olacak:
“Türkiye’nin toprak bütünlüğü korunacak. Otonomi, özerklik, federasyon vs talep edilmeyecek.
Türkiye’nin kurucu değerleri, yani Anayasanın ilk 4 maddesi korunacak.”
Bu arada mektup yayınlanana kadar 8 belediyeye daha kayyum atanacak.
Apo umut hakkı talep etmeyecek, ev hapsi vs olmayacak.
Apo ile ilgili durumlar çok sonra, yumuşuma ve barış iklimi meyvelerini verdikten sonra gündeme gelecek…
*****
Ben tarihe notumu düştüm. Yazdıklarım olursa hakkımı teslim ederseniz sevinirim!
Olmazsa!..
Ülke daha sert bir iklime girer. Bana ne diyeceğinizin de bir anlamı kalmaz!