Cengiz Gülaç

BİLMİYORUM…

Cengiz Gülaç

Bir ay içinde neler oldu?

Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında Apo ile ilgili bir şeyler söyledi. Herkes bunun şokunu yaşıyordu.

Bir hafta sonra Bahçeli öyle bir şey söyledi ki, güneşin batıdan doğması kadar imkânsızdı.

Bahçeli Apo’ya seslendi. Gel mecliste konuş, PKK silah bıraksın dedi.

Yer yerinden oynadı. Bahçeli’den böyle bir çıkış bekliyordum diye palavra atmaya cesaret eden bile çıkmadı. Çünkü böyle bir şey imkânsızı bile aşıyordu.

Bir gün sonra PKK TUSAŞ’a kalleş bir saldırı düzenledi. 

Bir haftamız bu gündemle geçti. Sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan partisinin grup toplantısında Bahçeli’nin sözlerine sahip çıktı. Sahip çıkmakla kalmayıp Bahçeli’yi övgü dolu sözlerle andı.

Yine aynı grup toplantısında Erdoğan bir ilke imza attı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e teşekkür etti.

Erdoğan Özel’e teşekkür ederken CHP Esenyurt Belediye Başkanı terör üyeliği iddiasıyla tutuklandı ve belediyeye kayyum atandı.

Herkes barış mı, yeni bir açılım mı diye konuşurken pazartesi sabahına DEM’li belediyelere kayyum atandığı bilgisiyle uyandık…

Düşünüyorum…

Ne oluyor?

Bilmiyorum.

Anlamaya çalışıyorum.

Anlamıyorum.

Elime bir çubuk alıp gelişine vurup sallamak istiyorum.

Çubuk elime yakışmıyor!

Düşünüyorum…

DEM’li tüm belediyelere kayyum mu atanacak?

Bilmiyorum.

Apo serbest kalıp mecliste konuşacak mı?

Bilmiyorum.

Apo ölünceye kadar İmralı’dan çıkamayacak mı?

Bilmiyorum.

Ekrem İmamoğlu’nun aldığı ceza istinaf tarafından onaylanır mı?

Bilmiyorum.

TUSAŞ’ta olduğu gibi bombalar patlamaya mı başlayacak?

Bilmiyorum.

Açılım sürecinden farklı olarak bu sefer devlet PKK’ya göz açtırmazken sadece Kürtlerle mi süreci yürütecek?

Bilmiyorum.

DEM’li belediyelere kayyum atanırken Kürtlerle süreç yürütülür mü, Kürtler ne der?

Bilmiyorum.

Devlet, “Apo’ya bile özgürlüğü sineye çektim ama PKK adam olmuyor” diyerek diğer PKK olan YPG’nin üzerine tüm gücüyle saldırıp Suriye’nin kuzeyinde bir terör devletinin kurulmasına mani mi olacak?

Bilmiyorum.

Devlet, “ABD nasıl olsa Suriye’nin kuzeyinde bir devlet kuruyor ve bunu şu şartlarda engellemem mümkün” değil diyerek hiç olmazsa iç mevziiyi kuvvetlendireyim diye mi yeni bir süreç başlattı?

Bilmiyorum.

Esad tıpkı Irak’ta olduğu gibi ülkesinin bölünmesine göz yumup Türkiye’yle görüşmeme inadında ısrarcı mı olacak?

Bilmiyorum.

Putin iki dakikada Esad’ı ikna edebilecekken neden bunu yapmıyor?

Bilmiyorum.

İran, ABD ve İsrail’in kucağında bir terör devletinin kurulmasına ne der?

Bilmiyorum.

İran, Suriye’nin kuzeyinde bir terör devletinin kurulması halinde sıranın kendine geleceğinin ve içindeki Kürt nüfusunun farkında mı? 

Bilmiyorum.

Rusya Ukrayna belasında ABD ile pazarlık yaparak Suriye’nin kuzeyinde bir terör devleti kurulmasına izin verir mi?

Bilmiyorum.

ABD seçimleri tüm bu olayları nasıl etkiler?

Bilmiyorum.

Uzatmayayım, artık hiçbir şey bilmiyorum. Biliyorum diyen varsa, eğer devletin en üst makamlarından doğrudan bilgi almıyorsa, inanmıyorum. Çünkü bu sefer devlet çok ketum. Zaten meseleleri bilen de konuşmaz.

İsmet Özel “Kanla Kirlenmiş Evrak” isimli şiirini şöyle bitiriyor:

“Ve şimdi birçok sayfasını atlayarak bitirdiğim kitabın

Başından başlayabilirim.”

Ve ben de birçok sayfasını atlayarak bitirdiğim bu Kürt meselesi ile PKK meselesinin taa en başından başlamalıyım!

Çünkü bildiğim bir şey varsa o da şu ki, artık hiçbir şey bilmiyorum…

Yazarın Diğer Yazıları