Cengiz Gülaç

DOĞDU, YAŞADI VE ÖLDÜ!

Cengiz Gülaç

Tam iki haftadır 31 Mart seçimlerinin sonuçlarını düşünüyorum. AK Parti kurulduğu günden beri ilk defa bir seçimin sonunda ikinci parti oldu. CHP ise cilalı taş devrinden sonra ilk defa bir seçimde birinci parti oldu!

Klavye başında yazımı yazmak için seçim sonuçlarını düşünürken hanım sesleniyor:

“Akşama ıstakoz mu istersin yoksa keledoş mu?”

Antalya’daki teleferik faciasını unutturmak için bilerek aklıma ıstakozu sokan eşime tepki gösterecek cesareti kendimde bulamadığımdan ancak; “Sen bilirsin canım ama Allah aşkına bari bugün havyar yemeyelim!” diyebildim!

Düşünüyorum…

AK Parti neden kaybetti?

Aklıma gelen sebepleri yazacakken bir şey fark ettim:

“Galiba kimsenin umurunda değil!”

Bu umursamazlıktan rahatsız olsam da kendi kendimi telkin ettim:

“Hayata dair duruşu ola insanlar fikrin namusuna sahip çıkmak zorundadır. Başkalarının umursamazlığı seni ilgilendirmez Cengiz. Düşün, neden böyle oldu?”

Kendime verdiğim gazın motivasyonuyla düşünmeye devam edeyim dedim ama baktım olmuyor. 

Birden aklıma elime çubuk almak geldi! Zira hep, ekran başında ellerinde çubukla dünyanın en saçma konusunu bile sonsuz bir iştahla anlatan insanların zihnini çubuğun çalıştırdığını düşünmüşümdür! 

Elime bir çubuk aldım. Başladım kendi kendime anlatmaya…

Zihnim açılmış olacak ki ses tonum yükseldiği için hanım merakla odaya girdi.

Bir anda göz göze geldik. Elimde çubuk!

Bu hayatta aptal olduğum anları bilen o tek bakışı biliyorum!

Suç işlerken yakalanan bir çocuğun mahcubiyetiyle eşime bakarken O, hiçbir şey demden odadan çıktı.

Mahcubiyetin yerini derin bir mutluluk aldı. Çünkü;

“Eğer bir kadın aptallık yaptığınızda asla bunu yüzünüze vurmuyorsa bunun adı aşktır!”

Çubuğu bırakırken “Ben de seni çok seviyorum” diye mırıldandığımı duymadı…

Baktım işin içinden çıkamıyorum akşam yemeği için yazıya ara verdim.

Aslında “Akşama ıstakoz mu istersin yoksa keledoş mu?” diye soran eşimin soruyu sırf kendimi iyi hissedeyim diye sorduğunu biliyordum. Evin reisi olarak her akşam ailesini ıstakoza mecbur eden yoksulluğu düşünmeyeyim diye eşim her defasında akşama ne istersin diye soruyor!

Dar günün ömrü kısa olurmuş.

Gerekirse bu zor günleri geride bırakana kadar her gün ıstakoz yeriz!

Sofraya oturduk… 

Tabağımdaki ıstakozu düşünüyorum…

Doğdu, yaşadı ve öldü!

Yazarın Diğer Yazıları