Cengiz Gülaç

SORUYORUM…

Cengiz Gülaç

Bu sene adli tatili griple, enfeksiyonla geçiriyorum. Geçtiğimiz haftayı evde geçirdim. 

Pazartesi günü artık bürodayım. Sabah çayımı yudumlarken en büyük keyiflerimden biri olan Haşmet Babaoğlu’nun köşesini okuyorum.

Haşmet Babaoğlu…

Her geçen gün çoraklaşan kültür dünyamızın yüz akı. Kıymetli ağabeyim…

“Çünkü İsrail öyle istiyor!” başlıklı yazısında bir cümleyi düşünmeye başladım:

“Batı, dünyaya pazarladığı bütün değerleri bir bir terk ediyor.”

Haşmet Ağabeyle ve diğer dostlarla bu konuyu sohbet odalarında en az onlarca saat konuştuk. Konuştuk derken nefsimi şımartıyorum! Daha çok dinledik…

“Batının pazarladığı değerler neydi?

Dünyanın geri kalanını sömürerek ulaştığı zenginliklerle pazarladığı değerler aslında ne kadar insanlık içindi?”

Evet, Haşmet Ağabeyin de dediği gibi Batı artık makyajının silinmesini bile dert etmiyor ve pazarladığı o bütün cilalı değerlerini bir bir terk ediyor…

*****

“Batı” kavramının alternatifi ve/veya karşıtı olarak “Doğu” kavramını kullanmak ne kadar doğru, bilmiyorum ama hadi kendimizi Doğu diye tarif edelim…

Gazze soykırımının devam ettiği bir zamanda utanmaktan başka hangi duygunun veya düşüncenin anlamı var, dile getirmek bile utanmayı aşıyor ancak düşünmek yine de iyidir…

Batı, dünyaya pazarladığı bütün değerleri çocuk cesetlerini çiğneyerek bir bir terk ederken Doğu dünyaya ne sunuyor?

Zulme uğramamak, sömürülmeyi reddetmek bir değer önermesi olamayacağına göre Batı’nın terk ettiği o aslında tartışmalı değerlerin yerine Doğu’nun sunduğu değerler nelerdir?

*****

Bu hayatta sohbet etmekten en çok keyif aldığım kişi benim!

İmkân olsa da kendi kendime ettiğim sohbetleri bir dinleyebilseniz…

Öyle güzel laf lafı açıyor ki!

Bazen kendi kendimle kavga ediyorum. Kafamda beliren bir fikri çürütünce sanki o fikri söyleyen ben değilmişim gibi kendi kendime hava basıyorum!..

Bu yazıyı yazarken de Haşmet Ağabeyle sohbet ediyorum aslında.

Haşmet Ağabey o muhteşem ses tonuyla “Batı, dünyaya pazarladığı bütün değerleri bir bir terk ediyor.” diyor…

Bizim ülkemizdeki 22 yıllık iktidar serüveni de öyle değil mi diyorum.

Nasıl yani diyor Haşmet Ağabey.

“Bir lokma bir hırka hikâyesinin geldiği şatafata baksana abi! Konuşanlara, konuşulan konulara, gelirken vaat edilenlere, geldiğimiz yere, bir bir terk ettiğimiz değerlere…” diyorum…

Haşmet Ağabeyin taşralı olduğumu söylemesine gerek kalmıyor!

Evet Haşmet Ağabey,

“Batı, dünyaya pazarladığı bütün değerleri çocuk cesetlerini çiğneyerek bir bir terk ederken Doğu dünyaya ne sunuyor?”

Yazarın Diğer Yazıları