BUNU KİMSE HESAP EDEMEDİ! BİR SOKAK RÖPORTAJI!..

Sosyal medyanın ahlaki çürümeye etkileri konusu gündemdeki yerini koruyor.

Sosyal medya, insanların birbirleriyle iletişim kurmasını, bilgi paylaşmasını, fikir alışverişinde bulunmasını sağlayan bir teknolojidir.

Ancak sosyal medya, aynı zamanda bazı olumsuz etkilere de sahiptir. Sosyal medyanın ahlaki çürümeye etkileri neler olabilir:
Sosyal medya, insanların gerçek hayattan kopmasına, yalnızlaşmasına, kendilerini yetersiz hissetmesine neden olabilir. Bu da insanların ahlaki değerlerini, sorumluluklarını, empati yeteneğini kaybetmesine yol açabilir. Sosyal medya, insanların yalan, iftira, hakaret, küfür, tehdit, taciz, şiddet gibi kötü davranışlara maruz kalmasına veya bu davranışlara katılmasına sebep olabilir. Bu da insanların ahlaki yargılarını, vicdanlarını, saygınlıklarını zedeleyebilir. Sosyal medya, insanların aşırı tüketim, gösteriş, rekabet, kıskançlık, bencillik gibi ahlaksız tutumlara yönelmesine veya bunlara özenmesine neden olabilir. Bu da insanların ahlaki erdemlerini, mutluluklarını, paylaşım kabiliyetlerini kaybetmesine yol açabilir.

Sosyal medyanın ahlaki çürümeye etkilerini önlemek için, sosyal medyayı bilinçli, dikkatli, ölçülü ve ahlaklı bir şekilde kullanmak gerekir. Sosyal medyada karşılaştığımız içerikleri eleştirel bir gözle değerlendirmek, gerçek hayatla bağlantımızı koparmamak, sosyal medyada kendimizi ve başkalarını yansıtmak, sosyal medyada ahlaki değerlere, kurallara, haklara saygı duymak çok önemlidir. 

Son günlerde Zeliha Burtek'inin gözlemleri ve toplumsal çürümeyi konuştuğu sokak röportajı çok izlenmiş çok tıklanmıştı. Peki, sonradan akademisyen olduğu anlaşılan bu hanımefendi ne demişti. Nelere vurgu yapmıştı. Niçin bu konuşması çok tıklanmıştı?.

Akademisyen Zeliha Burtek "Sosyal çürüme" kavramını merkeze alarak, Türkiye'deki toplumsal dönüşüm ve zorluklara dikkat çekmişti. Burtek, bu sürecin hem olumlu hem de olumsuz yönlerini tartışırken, toplumdaki çeşitliliğin ve bireyselliğin önemine vurgu yapmış ve şunları söylemişti:

“Türkiye'nin başka bir gerçekliği var Türkiye'de sosyal çürüme var. Evet ekonomik krizde var ama Dünya tarihi iktisadi olarak her zaman bir şekilde toparlanmıştır. Bir sürü krizler gördük. Ekonomi her zaman bir şekilde toparlanabilir. Kapital kendini yok etmez. Ama sosyal çürümeyi düzeltemezsiniz. Bunu düzeltmek çok zordur. Şu anda Türkiye sosyal çürüme süreci yaşıyor, bunun düzelmesi çok zor, dönüşü olmayan bir yoldayız. Sosyal çürüme etik olanın yok olması etik yaşam felsefesi demektir. Türkiye'de yaşam felsefesi kalmamıştır.”

Değerli dostlar!

Türkiye'de sosyal medyanın yükselişiyle beraber, ahlaki yozlaşma daha görünür hale gelmiş, bireylerin etik değerleri sorgulamaları zorunlu hale gelmiştir. Bu yeni durum, sosyal çürümenin etik yönünü daha da ön plana çıkarmıştır
Sosyal çürümenin üstesinden gelmek için, toplumun her kesiminden insanların aktif katılımı ve farkındalığı gerekmektedir. Eğitimde ahlak ve etik değerlerin vurgulanması, medyanın ve sosyal medyanın daha sorumlu kullanılması ve bireylerin kendi içsel değerlerini sorgulamaları önemli adımlardır. Ayrıca, toplumsal diyalog ve farklı görüşlerin saygılı bir şekilde tartışılması, toplumun bu dönüşüm sürecini daha sağlıklı bir şekilde atlatmasına yardımcı olacaktır.

Bu yazının sonunda aklıma düşen günün anlam ve önemine uygun bir ayeti paylaşarak konumuzu sonlandıralım.

"İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmenizden ibaret değildir. Asıl iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah'a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir." Bakara Suresi, Ayet 177