EMLAK PİYASASI DURDU
Hüsamettin Gül
BU NE ANLAMA GELİYOR BİLİYOR MUSUNUZ ?
Yeni Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in göreve gelmesiyle birlikte Nebati döneminde uygulanan politikalar 180 derece tersine döndü. Nebati politikaları, piyasaları çileden çıkarmaya yüz tutmuştu ki bir anda gelen kabine değişikliği iş dünyasında bir umut vesilesi olmuştu. Fakat yeni bakan acı reçeteyi milletin önüne koydu ve umutlar suya düştü.
Şu ‘parasal sıkılaştırma’ dedikleri, ne menem şey!
Yeterince sıkılaşmadık mı?
Nas, (haşa) rafa kalktı! Faiz yükseldikçe yükseldi. Her gelen bakan gibi Şimşek de “Az daha sabır, sonu güzel olacak” diyor. Son yıllarda hiçbir gün, bir önceki günden iyi olmadı! Ne enflasyon durdu, ne piyasa canlandı.
Faiz yükseldikçe, piyasada para kalmadı. Herkes az veya çok parasını bankalara, faizli hesaplara yatırdı. Parasız ticaret olur mu? Para öncesi ilkel zamanlara geri döndük. Herkes her şeyi takasla almaya çalışıyor. Enflasyonu durduracağız dediler, ticareti durdurdular. Piyasanın can damarını kestiler! Yatırım yapmak, girişimcilik, iş kurmak hayal oldu. Bankadan gelen hazır kazanç (faiz) zehirli bir bal gibi herkesin ağzında. İnsanlar ticaret yapacakları, iş kuracakları paraları, sözde tüm risklerden arınmış olan faizli mevduat hesaplarına yatırdılar. Oradan gelen faiz ödemesi garanti ve risksiz olarak görülüyor. Peki, paranın piyasada dönmemesinden kaynaklanan işsizliğin ve batakların artışı tüm toplumu derinden sarsmayacak mı? Günü birlik düşünmek felaketimiz olmayacak mı?
Gel gelelim bu yeni politikanın en mağdur sektörü olan emlak sektörüne. Emlak denilince akla hep müteahhitler ve emlakçılar gelir. Oysa bu iki zümreden ibaret midir koca sektör? Boyacısı, kalıpçısı, sıvacısı, parkecisi, malzemecisi, taşeronu, arsa yatırımcısı, elektrikçisi, tesisatçısı, yalıtımcısı ayrı ayrı birer bileşenidir bu sektörün. Toplumun en geniş kesiminin ekmek kapısıdır emlak sektörü!
Bugün çıkın şu koca Elazığ’ın mahallelerini gezin. Son 1 yılda, hatta son 2 yılda yeni başlayan inşaat sayısı kaç tanedir? Mesela Çaydaçıra Mahallesi’nin son 10 yıldaki hızlı büyümesine karşın son 2 yılda ise genişlemenin sıfıra yakın olduğunu göreceksiniz. Bugün taşeronların ve inşaat işçilerinin bir şekilde TOKİ bünyesinde deprem bölgesinde faaliyet yürüttüğünü görüyoruz. Bir kısım sektör mensubu ise Elazığ’da tek tük yapımı devam eden inşaatlar sayesinde evine ekmek götürmeye gayret ediyor. Peki, bu faiz politikası devam ederse ne olacak? Deprem bölgesinin dönüşümü tamamlandıktan sonra bu geniş kitleler hangi alanda istihdam şansı bulacak? Yoksa koca bir sektörün bu bileşenleri işsizliğe ve yoksulluğa mahkûm mu edilecek?