Metin Erol

ÇİFTÇİYE DESTEK NEDEN VERİLMEZ?

Metin Erol

Tanışma esnasında sorulan sorulardan biridir hangi işle hem hal oluşumuz.

Okuma yıl sayısı, biten kitap ve çürüyen dirsekleri hesaba katarsak galiba hala en havalı meslekler grubunda birinci sıradadır doktorluk.

Toplumda bir üst statü kazandırır, ekstradan saygı gösterilmesi beklenirdi tüm insanlık tarafından.

Bana sorulunca ki değilim doktor, yaptığım işler içerisinde en mütevazı olanını söylerim;

Çiftçiyim!

He vallah!

Toprakla uğraşırım ben!

Ekerim, biçerim, tarlaya çapaya giderim her dem…

Görgüsüzlük olarak addetmeyin lütfen, traktörüm de var en dört çekerlisinden
Pulluğu, kültivatörüyle. .

He be adam, traktörün ne havası olacak, sanki Maserati aldım da koydum kapının önüne.

Ya da maybecle fotoğraf çekildim de hayırlı cumalar mesajı yolladım millete.

Köylü görgüsüz değildir ki yapmaz öyle şeyler beyim!

Alamaz zaten de alsa bile utanır markasını söylemeye.

Ayıptır söylemesi resmi çiftçiyim bir de
ÇKS diye bilinen Çiftçi Kayıt Sistemine üyeyim yeminle.

Profesyonelim…

Göğsümü gere gere çiftçiyim ben diyebilmekteyim…

Derim demesine de çiftçinin hali de perişan be dostlar.

Destekler birer birer kesildi verdi de ayazda kalmışa döndük aniden…

Kestiler desteğini, alın terini toprağa akıtan, yağmur bekleyen, su bekleyen, güneşten ısıtmasını, devletten ise yardımını bekleyen üreticiden…

Toprak güzeldir azizim!

Toprak kokmak güzeldir, toprağın koynuna girmekte…

Toprak gibi sessiz olmak da güzeldir, toprağa hasretlikte…

Âşık Veysel’in toprağa sevdalı sözlerini hatırlatmak istiyorum sadece.

Her şeyin karşılığını fazlasıyla aldığımız toprağın kıymetini bilelim diye…

Ama nedense, ne hikmetse, üretene, güneşte yanmış gözlere, eli nasırlı olana, kalbi umutla bekleyene destek her geçen gün daha da azalmakta ülkemizde!

Karar vericiler sanki sıkılmış tarımla uğraşandan.

Destek az, hürmet az, muhabbet az…

Düşün yakamızdan der gibiler.

Niye ya hu! 

Ne yaptı bu adamlar, bu kadınlar, bu çocuklar size?

Neden kestiniz hepten devletin şefkatli elini üzerimizden.

Köylü değil miydi, milletin efendisi?

Devrik yazarım cümlemi efendiler, bu yazının noktası virgülü önemli değil.

Önemli olan değersizleşen alın teri…

Her bir açıklamasında hayalleri yıkan toprak mahsulleri ofisimiz var bir de!

Arpaya buğdaya piyasanın altında fiyat veren.

Temmuz’da hasat edilen kayısıya Eylül’de değer biçen!

Fındık üreticisini üzen, küstüren, gönlünü dar ettiren…

Sadece o mudur bize maraz çıkartan?

Piyasanın sağlığıyla oynayan bu tarım politikası nedendir ey yetkililer.

Tarlada domates,  tevekte üzüm kaldı kaldı.

Çiftçinin umudu ise bir sonraki yaza….

Hakikaten çok merak ediyorum neden bu şekilde bir politikasızlığa gidildi?

Ekonomik kriz bahane gösterilebilir kabul de bunun sorumlusu hiç çiftçi olmadı ki.

Maliyetin altında alım yapmak nedir?

Bu insanlar yıl boyunca ne yiyecek ne içecek?

Ürününe güvenip kredi çekenler, borçlananlar oldu.

Yazık değil mi milyonlarca insanın emeğine.

Tarımı bitirmek kime ne kazandıracak?

Yapmayın efendiler Allah aşına, uğraşmayın çiftçinin tarlasıyla.

Yazarın Diğer Yazıları