CUMHURİYETİN 100. YILI
Metin Erol
Cumhuriyetin 100 üncü yılını geride bıraktığımız bu günlerde, içimizde ikinci asıra girmiş olmanın coşkusu var. Ne güzeldir Cumhuriyet! İsrail’in Filistin halkına uyguladığı zulmün gölgesinde yine de en güzel şekilde kutladık bu milli bayramımızı. Elazığ olarak, hemen hemen her apartmanda balkonlara ve camlara asılı bayraklarımızın oluşturduğu görsel şölen, şehrin bu değerleri önemseyişi açısından da anlam teşkil ediyor kuşkusuz. Milliyetçi şehrin bayrak hassasiyetini de yine göstermiş olduk…
Yüzüncü yılın bitiminde elbette Mustafa Kemal Atatürk’ e de minnetimizi, şükranlarımızı ve dualarımızı gönderiyoruz.
Ne güzel bir miras bırakmış bizlere!
O zor zamanlarda cumhuriyeti kazandırmış bizlere.
Hala kısır tartışmalara konu olsa da bu bir asırlık serüven şu an değinmek istediğim en son şey bu olacak.
Ben bugün Atatürk’ün bize bıraktığı emaneti ve bir sözünü konu edinmek istiyorum.
‘Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır.’ Sözünü.
Hele hele şu zamanda önemini daha çok idrak ettiğimiz, liyakatin ve özverinin önemine işaret edilen, durmadan, yorulmadan çalışmanın anlamını anlatan güzel bir aforizma.
Peki, kim ya da kimler görevini en iyi yapıyor diye soracak olursam ne cevap verilir bilemiyorum.
Özellikle siyasi makamları işgal edenleri bir göz önünde bulundursanıza.
Sadece şu zaman diliminden itibaren bahsetmiyorum.
Gidin düne gidin.
Bakın eski vekillere, yeni vekillere, belediye başkanlarına, il ve belediye meclis üyelerine….
Bakın bürokratlara, müdürlere, muhtarlara….
Kim görevini layıkıyla yapıyor?
Atatürk’ün ifadesinin yoruma açık kısmıyla, görevini iyi yapamayan/ yapmayan vatanını sevmeyen olmuyor mu bu durumda?
Elbette, genele yorumlamamaya çalışıyorum; fakat geldiğimiz noktada cumhuriyet yüz yaşında olabilir ama vatanını seven henüz yok hükmünde.
Özellikle bizim seçtiklerimiz göz önünde bulundurulacak olursa.
Yerelde yapılan tercihlere baktığımızda, ‘kime bu olur’ dediysek, ya ihale kovaladı, ya da hazine arazisi.
O zaman Cumhuriyet dediğimiz olay bize gösterileni seçmekten öteye gitmediğimiz bir yönetim biçimi olmaz mı?
Benim anlatmak istediğim, çok az ve öz ifadesiyle, cumhuriyet güzel ve bunun neticesinde elde edilen demokrasi de güzel; ama seçtiğimiz, bir yere getirdiğimiz insanların çapı da, bakış açısı da, vatan sevgisi de önemli.
İnşallah daha nice seneler görmeyi ümit ettiğimiz bu yönetim biçiminde, Atatürk’ün bize işaret ettiği kişileri de seçme iradesine de biz gösterebiliriz. Yoksa, her şeyi Cumhuriyet’ten beklemek yanlış olsa gerek.