Metin Erol

EKREM İMAMOĞLU'NUN TUTUKLANMASI: KİMİN İÇİN NE ANLAM İFADE EDİYOR?

Metin Erol

Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması, farklı kesimler için farklı anlamlar taşıyor. Kimileri için hukuk, kimileri için siyaset, kimileri için ise Türkiye’nin demokratik geleceği açısından kritik bir dönemeç. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki bu gelişme Türkiye’yi yeni bir siyasi belirsizliğe sürükledi. Bundan sonra yaşanacaklar, yalnızca İmamoğlu’nun değil, Türkiye’nin kaderini de şekillendirecek.

Peki bu konu hakkında kim ne düşünüyor?

İktidar Destekçileri: Adalet Yerini Buldu

Hükümet yanlıları, İmamoğlu’nun tutuklanmasını hukukun üstünlüğünün bir kanıtı olarak görüyor. Onlara göre, yargı bağımsız ve tarafsızdır; eğer biri suç işlediyse bunun cezasını çekmelidir. İmamoğlu’na yönelik suçlamaları, “kim olursa olsun hukukun karşısında hesap vermeli” anlayışıyla değerlendiriyorlar. İşte buradaki ‘kim olursa olsun!’ kısmı sadece muhalif belediyelerde kim olursa olsun manasına da gelebiliyor. Keza,AK Parti’den daha önce de birçok yolsuzluk ve usulsüzlük haberleri çıkmış ama buna karşın hiçbir müdahale gerçekleşmemişti. En somut örneklerinden biri de Bülent Arınç’ın Melih Gökçek ile ilgili söylediği sözlerdi. Aleni bir şekilde usulsüzlük yapıldığını söyleseler de bağımsız yargı harekete geçmemişti!

Muhalifler: Siyasi Bir Operasyon

Muhalif kesimler için bu tutuklama, tamamen politik bir hamle. İmamoğlu’nun 2019 seçimlerinde Erdoğan’a karşı kazandığı zafer, muhalefetin moralini yükseltmiş ve iktidar açısından bir kırılma noktası olmuştu. Şimdi ise yaklaşan seçimler öncesinde en güçlü adaylardan birinin saf dışı bırakılmak istendiği düşünülüyor ki burada da haklılık paylarının olduğunu söylemek gerekiyor. 
Turpun büyüğü heybede sözünün hemen akabinde gerçekleşen operasyon olayın daha önceden kurgulandığının kanıtı niteliğinde. 
Ekrem İmamoğlu’nun da hızlı bir şekilde sahaya çıkması, yine bazı kesimlerce kendisine yönelik operasyon yapılacağının önceden duyumunu aldığı buna karşı halk örgütlenmesiyle bu durumun önüne geçme çabası olarak yorumlanıyor.

Kararsız Seçmenler: Güvensizlik Artıyor

Türkiye’de son yıllarda artan kutuplaşma, kararsız seçmenleri de etkiliyor. İmamoğlu’nun tutuklanması, bu gruptaki birçok insanın siyasete ve adalete olan güvenini daha da sarsıyor. “Bu gerçekten adil mi, yoksa siyasi mi?” sorusu onların zihninde dönüp duruyor. Kararsızların önemli bir kısmı, bu olayın seçim sürecine nasıl yansıyacağını bekleyip görmek istiyor.

Gençler: Özgürlük Mücadelesi mi?

Özellikle genç seçmenler, İmamoğlu’nu Türkiye siyasetinde yenilikçi bir figür olarak görüyordu. Onun tutuklanması, gençlerin demokrasiye olan inancını zedeledi. Sosyal medyada hızla örgütlenen gençler, bu süreci bir “özgürlük mücadelesi” olarak tanımlıyor ve seslerini yükseltiyor. Provokatörlerin de zaman zaman kendisini gösterdiği bu eylemlerde genel manada değerlendirecek olursak suhulet hâkim! Ama yarayı kanatmak isteyenler çok. Dikkatli olunmalı.

İş Dünyası ve Ekonomi: Endişeli Bekleyiş

İmamoğlu’nun tutuklanması, iş dünyasında da yankı uyandırdı. İstanbul, Türkiye’nin en büyük ekonomik merkezi ve buradaki siyasi istikrarsızlık, yatırımcıları olumsuz etkileyebilir. Yabancı yatırımcılar, hukukun öngörülebilirliğini sorgularken, yerli iş insanları da bu sürecin ekonomiye olası zararlarını düşünüyor. Tutuklanmanın gerçekleştiği gün doların ani yükselişi, altının rekor üstüne rekor kırışı, borsanın tepetaklak oluşu vatandaşı korkutuyor. Henüz sırtımızı doğrultmamışken meydana gelen bu olaylar gelecekte bizleri daha kötü günlerin beklediği karamsarlığına sürüklüyor.

Yazarın Diğer Yazıları