GÜRSEL EROL NEDEN YOK?
Metin Erol
Bu seçim sathı mahallinde Gürsel Erol’un sahaya çıkmayışı hepimizin dikkatini fazlasıyla çekmiştir sanırım.
Gelip kısa süreli ‘ce e’ dese de bunu yetersiz bulan seçmen hayli fazla. Genel seçimlerde 70 binden fazla oy almayı tek başına başarmış biri neden kendi istediği kişi başkan adayı olmuşken çalışmaz ki?
Muhtar adaylarının bile beylik sloganlarla kapı kapı dolaşıp propaganda yaptığı zaman diliminde Erol’un sessizliği hayra alamet midir?
Alamettir!
Siyasetinin en tecrübeli dönemini yaşayan bir kurt için her hareketin bir nedeni olacaktır elbet.
Evet seçmeni memnun etmese de Erol’un sessizliğinin bir anlamı var;
Bence var!
Neden çalışmadı; ya da neden hiç görünmedi sualinin cevabı şu olsa gerek;
Sayın Erol, kendisini artık Elazığ siyasetinin üstünde görüyor.
Elazığ’ın üstünde değil, Elazığ siyasetinin üstünde…
Ahde vefayı bilen biri! Kendisine oy vermiş, kucak açmış bir kentin insanlarına bakış açısının her zaman müspet olacağını düşünüyorum…
O yüzdendir ki, son defa aday olduğu Elazığ’a hep muhabbetle bakacaktır!
Sayın Erol, kendi siyasi tarihinin kallaviliği aşamasında artık biraz daha süper ligde yer almasının zamanının geldiğinin de farkında.
Zaten parti içerisinde söz sahibi olan bir kişi.
Geçtiğimiz günlerde TRT Haber de Sayın Erol ile ilgili bir değerlendirme yapıldı.
Özetle; Sayın Erol’un bir geçiş dönemi genel başkanı olabileceği yazılıyor.
Olası bir başarısızlık halinde, oy düşmesi ya da kazanılan belediyelerin başka partilere kaptırılması bir olağanüstü kurultayın habercisi olacak.
İşte o zaman Erol’un ismini daha fazla duyar olacağız.
Yani Erol büyük oynuyor.
Dolayısıyla, şehrin siyasi atmosferi ve siyasi isimleri şimdilik onun gündeminde yok.
İkisini beraber yürütseydi daha iyi olurdu da, hele hayırlısı diyelim; nasıl olsa seçimlere az kaldı…
*****
Siyasetten çok sıkılmış biri olarak yazıyorum; bu şehre yeni siyasiler lazım.
Hep aynı isimleri temcit pilavı gibi önümüze süren bir sistem.
Ama olmaz ki!
Dernek başkanlığıyla siyasete gireceğini belli eden biri, iki tv programı, bir gazete röportajı bir de sosyal medya reklamı yapıştırdı mı, soluğu Ankara’da genel merkezlerin kapısında alıyor.
İkili temas, biraz güç biraz da etnik unsuru hoş geldiniz vekilim, bürokratım vs vs..
Ama bu mu olmalı?
Siyasette girmesi gerektiğini düşündüğüm, ama onun bu saçma ve meşakkatli yolarını etik bulmadığı için adım atmadığını zannettiğim bir sürü tanıdığım var.
Onlardan sadece birinden bahsetmek isterim.
Elazığ’ın tanınan eğitimci ailelerinden biri olan Sertdemir ailesinin kızı, yine tanınan bilenen ailelerinden Düşmez ailesinin gelini Oya
Serdemir Düşmez!
Kıymetli eşi ile o kadar mütevazı bir şekilde çalışıyorlar ki; kazandıklarını şehre harcıyor, yatırımlarına bu şehirde devam ediyorlar.
Babasının kurduğu şehrin ilk özel okulu olan Bilgem Koleji’ni şehrin marka değeri adı altında korumuş ve ileriye taşımayı becermiş bir iş kadını
Entelektüel bir aileden gelen ve bunun artılarını da hem ticaretinde hem de sosyal hayatında gösteren bir profil!
Ailecek çok başarılılar!
Bence memleket için önemli işler yapacak durumdalar..
Geçtiğimiz günlerde başka bir ismi de köşeme bu şekilde taşımıştım.
Bunu arada bir yapmak niyetindeyim.
Amacım kentin başarılı isimlerini gündeme taşımak.
*****
Son olarak İmam-ı Azam Camii önünde bulunan kavşaktan bahsetmek istiyorum.
Halk arasında Ayetel Kürsi kavşağı!
Hazardağlı dan aşağı doğru giderken, İmamefendi Bulvarı ile Kuva-i Milliye caddesinin ve üst cadderi birbirine bağlayan kavşaktan…
Her güne bir ya da birkaç kazanın meydana geldiği, mühendislik harikası olarak yapılan bölge.
Abi İbo’nun dediği gibi bir flüt kaç para ulenn?
Bunu söylerken rakı masasında dağıtıyor ya!
Parası yok zaar!
Ama masa zengin!
Bizimde o hesap…
Bir trafik lambası kaç para ulenn..
Geçtiğimiz gün bununla ilgili sosyal medya hesabımdan paylaşım yaptım.
Her gün kaza var dedim de demez olaydım.
Ne mallığımız kaldı, ne kural tanımayışımız!
Aslında biz aptalmışız, yoksa kavşak normal miş diyen bir kavşak yapılı arkadaşımız hatayı bizde buldu.
Başka bir kavşak yapılı takipçim ise aziz mübarek gün olayı, geçmiş olsun yerine biraz argo ifadeyle değerlendirdi.
Ah be, memlekette bu kadar sığır var ama etin kilosu hala 500 tl!
Kavşağa gelince yapın ya hu şuraya bir ışık da rahat edelim.
