• Haberler
  • Genel
  • Yıldırım, Türkiye'yi Uluslararası Arenada Tanıtıyor!

Yıldırım, Türkiye'yi Uluslararası Arenada Tanıtıyor!

Yıllardır gerek Elazığ'ı her platformda layıkıyla temsil etmesi ve gerekse gerçekleştirdiği başarılı çalışmalarla Türkiye'yi uluslararası tanıtarak, Elâzığ'ın gururu olarak nitelendirdiğimiz hemşerimiz Ceza Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, Türkiye'deki 'Modern Rehabilitasyon dostu Cezaevleri ve Türkiye'nin altyapısındaki gelişmeler hakkında uluslararası JUSTICE TRENDS dergisine verdiği röportajda önemli açıklamalarda bulundu.

JUSTICE TRENDS ergisine verdiği röportajda ıslah kurumlarının modernleştirilmesi ve ülkedeki rehabilitasyon çalışmalarının iyileştirilmesine yönelik vizyonunu anlatan Elazığlı hemşerimiz Ceza Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, cezaevleri altyapısının iyileştirilmesine yönelik çalışmalarını anlatarak Türkiye’yi uluslararası bir platformda tanıttı.

Yıldırım, cezaevlerinin aşırı kalabalıklaşmasının yarattığı zorluklar hakkında da gündem yaratacak açıklamalar yaparak, insan haklarını korurken ve toplumsal güvenliği teşvik ederken bu durumun etkisini azaltmak için alternatif cezalar ve kapasite artırımı gibi tedbirleri de paylaştı.

Ceza Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım’ın JUSTICE TRENDS dergisiyle yaptığı röportaja ilişkin detaylar haberimizde…

JT: Bize Genel Müdürlüğün ülkedeki ıslah kurumlarına yönelik vizyonu hakkında genel bir bilgi vererek başlayabilir misiniz? Yakın zamanda hangi kilit odak alanlarına öncelik verilmiştir?

“CEZA İNFAZ SİSTEMİ BÜYÜK BİR DÖNÜŞÜM YAŞIYOR!”
Enis Yavuz Yıldırım:  Vizyonumuz, özgürlüğünden mahrum kalan bireyler için insan haklarına saygıyı ön planda tutan, modern ve rehabilitasyon dostu cezaevleri ve denetimli serbestlik birimleri oluşturmayı hedeflemektedir. Bunu gerçekleştirmek adına cezaevlerimizin fiziksel altyapısını sürekli olarak iyileştiriyoruz. Kurumlarımızdaki yaşam koşullarını sosyal hayatın olumlu yönlerine mümkün olduğunca yaklaştırmak, bireylerin topluma yeniden kazandırılma sürecinde önemli bir rol oynamaktadır. Yakın zamanda ana odak alanlarımızdan biri, cezaevlerinin modernizasyonu ve kapasiteyle ilgili zorlukların ele alınması olmuştur. Bu bağlamda, sağlıklı ve güvenli bir ortam sağlayarak rehabilitasyon sürecine uygun, bireylerin yeniden suç işlemesini önlemeye yönelik araçlar sunan, iyi donanımlı yeni kurumların inşasına öncelik verdik. Yeni inşaat projelerinin yanı sıra, önceki yıllarda inşa edilen kurumların standartlarını günümüz gereksinimlerine yükseltmek amacıyla detaylı analizler ve proje çalışmaları yürütüyoruz. Böylece bu kurumlarda barınan tüm bireylerin benzer hizmetlerden yararlanmasını sağlamayı amaçlıyoruz. “Türk Ceza İnfaz Sistemi sadece fiziki ortamında değil, teknolojik altyapısında da büyük bir dönüşüm yaşıyor.”
JT: Türkiye'deki cezaevlerine yapılan söz konusu yatırımı hangi gereksinimler ve iyileştirme fırsatları yönlendirmektedir? Son dönemdeki inşaat projeleriyle ilgili bazı detayları paylaşabilir misiniz?

“396 CEZAEVİ KAPATILDI, 305 YENİ VE MODERN CEZAEVİ İNŞA EDİLDİ”
EYY: Son 20 yılda, ceza infaz sistemimizde insan odaklı ve modern bir dönüşüm gerçekleştirdik. 2002 yılından bu yana, yetersiz koşullara ve eskiyen altyapıya sahip 396 cezaevi kapatılmış, yerlerine 305 yeni ve modern cezaevi inşa edilmiştir. 2025 yılında altı yeni cezaevi hizmete girecek olup, 2026 yılının sonuna kadar ek olarak 52 yeni kurumun açılması planlanmaktadır. Yeni kurumlarımızda, koğuş sisteminden vazgeçilerek oda sistemine geçilmiş, böylece insan onuruna ve özel hayata saygılı barınma koşulları sağlanmıştır. Özellikle Ankara, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere büyük şehirlerde 22 kampüs tipi cezaevi inşa edilmiştir. Bu kampüslerde kapalı ve açık cezaevlerinin yanı sıra eğitim, sağlık ve sosyal faaliyet alanları bulunmaktadır. Kütüphaneler, camiler, okullar, hastaneler ve kreşler gibi farklı hizmet alanları da mahkumların topluma kazandırılmasını desteklemektedir. Ayrıca, eğitim ve kültürel gelişim alanlarında önemli adımlar attık. Milli Eğitim Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı ile imzalanan iş birliği protokolleri sayesinde mahkumların eğitim ve kültürel gelişime erişimi artırılmıştır. Bu kapsamda, 49 Adalet Mesleki Eğitim Merkezi, altı Çok Programlı Anadolu Lisesi ve sekiz Adalet Halk Kütüphanesi kurulmuştur. Bu eğitim ve kütüphane projeleri sayesinde, mahkumlar mesleki beceriler edinerek sertifikalar alabilmekte, böylece tahliye sonrası istihdam olanaklarını artırmaktadır. Ayrıca, tutuklu bulunan genç bireylerin eğitimlerine kesintisiz devam etmeleri sağlanarak toplumla yeniden bütünleşme süreçleri hızlandırılmaktadır.
JT: Söz konusu değişikliklerin Genel Müdürlüğün rehabilitasyon çalışmalarını ne şekilde etkilediğini düşünüyorsunuz? Bu alanda hangi ilerlemeleri paylaşabilirsiniz?

“BİPES PROJESİ 20 PROJE ARASINDA BİRİNCİLİK ÖDÜLÜ KAZANDI”
EYY: Cezaevlerimizde, bireylerin kişisel gelişimlerine katkı sağlamak ve topluma yeniden kazandırılmalarını desteklemek amacıyla kapsamlı eğitim, mesleki gelişim ve psiko-sosyal destek programları uygulamaktayız. Milli Eğitim Bakanlığı ile iş birliği içinde yürüttüğümüz "Eğitim ve Öğretim İş Birliği Protokolü", eğitim olanaklarını önemli ölçüde genişletmiştir. Mesleki eğitim merkezlerimizde, hükümlü ve tutuklular lise diploması alabilmekte ve kalfalık ile ustalık belgeleri gibi sertifikalar edinebilmektedir. Bugüne kadar 8.180 kişi bu sertifikaları alarak tahliye sonrası istihdam edilme veya kendi işini kurma imkânı elde etmiştir. Bireyselleştirilmiş İyileştirme Sistemi (BİSİS) ve Araştırma Değerlendirme Formu (ARDEF) aracılığıyla, tutuklu ve hükümlülerin riskleri bilimsel yöntemlerle belirlenmekte ve bireyselleştirilmiş rehabilitasyon planları oluşturulmaktadır. Risk-İhtiyaç-Tepki Modeli temel  alınarak geliştirilen bu sistem, her bireyin ihtiyaçlarına özel bir iyileştirme süreci sunmaktadır. ARDIÇ Psiko-Sosyal Müdahale Programı ile özellikle hükümlü genç bireylerin toplumla yeniden bütünleştirilmesini güçlendirmeyi hedeflemekteyiz. Ayrıca, cezaevlerinde anneleriyle birlikte kalan 0-6 yaş arası çocuklar için özel alanlar ve eğitim fırsatları sağlanmaktadır. Bu alanlar, çocukların gelişimlerini desteklerken cezaevi ortamının olumsuz etkilerini en aza indirmeyi amaçlamaktadır. Bakanlığımızın bölge teşkilatlarında görev yapan personelin mesleki gelişimini desteklemek amacıyla Bireyselleştirilmiş Personel Eğitim Sistemi (BİPES) adlı bir proje geliştirdik. UYAP (Ulusal Yargı Ağı Projesi) yazılımı çerçevesinde, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından geliştirilen bu sistem, eğitim faaliyetlerinin standart, şeffaf, iş birliğine dayalı ve planlı bir şekilde yürütülmesini sağlamaktadır. Böylece, kamu kaynaklarının verimli kullanımı desteklenirken eğitim kalitesi artırılmaktadır. BİPES projesi, Uluslararası Telekomünikasyon Birliği tarafından düzenlenen Bilgi Toplumu Dünya Zirvesi’nde, Bilgi ve İletişim Teknolojilerinde Yenilikçi Uygulamalar kategorisinde 20 proje arasından birincilik ödülü kazanmıştır. Bu prestijli ödül, projemizin uluslararası alanda tanınmasını sağlamış ve kamu sektöründe yenilikçi çözümler üretme kapasitemizi kanıtlamıştır.

JT: Cezaevlerinin kapasite artışı ile ilgili madalyonun diğer yüzü, Türkiye’nin cezaevi nüfus oranı, Avrupa Konseyi’nin SPACE I 2023 raporuna göre tüm ülkeler arasında en yüksek seviyededir. Hapis cezasına alternatifleri desteklemek için hangi tedbirler alınmış veya alınmaktadır? Bu değişimi teşvik etmede Genel Müdürlük hangi rolü oynayabilir?

“PİLOT UYGULAMALAR BAŞLATILDI”
EYY: Genel Müdürlüğümüz, hapis cezasına alternatiflerin uygulanmasında ve mevcut kapasite sorunlarının çözülmesinde aktif bir rol oynamaktadır. Cezaevlerimizde, şu anki hükümlü sayısındaki artışın başlıca nedenlerinden biri, ülkemizin bazı suç türlerine yönelik uyguladığı sert cezai yaptırımlarıdır. Özellikle, uyuşturucu suçlarıyla etkin mücadele kapsamında benimsenen katı cezai adalet politikaları önemli bir yer tutmaktadır. Uyuşturucu suçları ve buna bağlı suçlar için uygulanan cezaların caydırıcı amacı, kamu sağlığı ve güvenliği açısından son derece önemli olmakla birlikte, cezaevlerimizde bu suçlardan hüküm giymiş bireylerin sayısının artmasına yol açmıştır. Aşırı kalabalıklaşmayı ele almak amacıyla, rehabilitasyonu ön planda tutan ve ceza adalet sistemimizde alternatif ceza yöntemlerini teşvik edecek hedefler ve stratejiler geliştiren bir stratejik eylem planı hazırlamaktayız. Cezaevine alternatif adli kontrol tedbirleri olarak, kamu hizmeti, uyuşturucu rehabilitasyonu, hükümlülerin elektronik yöntemlerle toplum içinde denetimi gibi uygulamalar, Türkiye’de yaklaşık 20 yıldır denetimli serbestlik sistemi altında uygulanmaktadır. Şu anda, hapis cezasına  alternatif olarak biyometrik imza sistemleriyle izleme gibi elektronik izleme kapsamını genişletmek amacıyla yeni yöntemler araştırılmaktadır. Yakın zamandaki mevzuatla, açık cezaevlerinde bulunan bazı bireylerin, cezaevi personeli denetiminde kamu sektöründeki kurumlarda çalışmasına olanak tanınmıştır. Pilot uygulamalar halihazırda başlatılmış olup, şu anda 437 hükümlü kamu sektöründeki işyerlerinde çalışmaktadır. İşbirliği yapan kurumların sayısı ise artmaya devam etmektedir.
JT: Modern ıslah uygulamalarını desteklemek için Türkiye'deki cezaevlerinde teknoloji nasıl kullanılmaktadır? Yönetimi ve sonuçları iyileştirmeyi amaçlayan belirli yenilik örnekleri var mı?

“BİREYLERİN TOPLUMA YENİDEN KAZANDIRILMASINI DESTEKLİYORUZ”
EYY: Türk Ceza İnfaz Sistemi sadece fiziki ortamında değil, teknolojik altyapısında da büyük bir dönüşüm geçirmektedir. Bu kapsamda “Dijital Rehabilitasyon” temalı konferansımız, dijital teknolojilerin rehabilitasyon süreçlerine entegrasyonu konusunda önemli uzmanları bir araya getirmiştir. Bu etkinlik aracılığıyla modern ceza infaz uygulamalarını desteklemek için somut adımlar atmaktayız. “Islah kurumlarında dijital teknolojilerin kullanılması, rehabilitasyonun ötesinde, güvenliğin artırılması ve personelin iş yükünün azaltılması gibi önemli faydalar sağlamaktadır.” Örneğin, dijital öğrenme platformlarımız ve e-rehabilitasyon programlarımız, mahkumların mesleki beceriler kazanmalarına yardımcı olmanın yanı sıra, psiko-sosyal destek de sağlamaktadır. Elektronik izleme ve takip sistemleri, denetimli serbestlik sürecindeki bireylerin güvenli şekilde rehabilitasyonunu sağlayarak, topluma yeniden kazandırılmalarını desteklemektedir. Güvenlik, cezaevlerimizde en yüksek seviyede korunmaya devam ederken, teknolojik gelişmeler, hem iç hem de dış güvenlik süreçlerinin daha etkin bir şekilde yönetilmesini sağlamaktadır. Örneğin, "Cezaevlerine Akıllı Teknolojilerin Entegrasyonu - ACEP Projesi" kapsamında, mahkumlar artık aileleriyle video görüşmeleri yapabilmekte, kantinden çevrimiçi alışveriş yapabilmekte ve E-Doktor uygulaması sayesinde sağlık hizmetlerine hızlıca erişebilmektedirler. Bu tür girişimler, mahkumların iyileşme sürecini kolaylaştıran adımlardan biridir.
Aynı zamanda, psiko-sosyal destek projelerimiz de hız kazandı. 2023 yılında başlatılan Çevrimiçi Psiko-Sosyal Yardım Servisi, kriz anlarında hızlı müdahale sağlamaktadır. Uzman psikologlar, özel odalarda bire bir çevrimiçi seanslar yaparak, her bireyin risk ve ihtiyaçlarına özel müdahale programları sunmaktadır. Bu proje, Singapur’daki ICPA Yıllık Toplantısı'nda ödül kazanarak uluslararası alanda tanınmıştır. Cezaevindeki yabancı uyruklu bireyler için dil engellerini aşmak amacıyla Simultane Çeviri Cihazı projesini geliştirdik. Dijital çeviri cihazları aracılığıyla çok dilli çeviri sağlayarak iletişim engellerini ortadan kaldırıyor ve daha kapsayıcı bir ortam yaratıyoruz.
JT: Türkiye, olağanüstü durumların yer değişikliğine yol açmasının ardından 2025 yılında ICPA Yıllık Konferansına da ev sahipliği yapmaya hazırlanmaktadır. Türkiye'nin bu tür önemli etkinliklere ev sahipliği yapmaya hazır ve istekli olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz ve bu durum Türkiye'nin uluslararası işbirliği ve bilgi paylaşımındaki rolü hakkında ne ifade etmektedir?

“TÜRKİYE, ULUSLARARASI ORTAKLIKLARI GÜÇLENDİRMEYE KENDİNİ ADAMIŞTIR”
EYY: ICPA Yıllık Konferansına 2025 yılında ev sahipliği yapmak, Türkiye'nin büyük bir kararlılıkla üstlendiği bir sorumluluktur. Koşullar değiştiğinde, küresel işbirliği için bu hayati platformu devam ettirmenin önemini fark ettik. Türkiye, uluslararası ortaklıkları güçlendirmeye kendini adamıştır ve dünya çapında uzmanlar, politika yapıcılar ve uygulayıcılar arasındaki diyaloğu desteklemekten onur duymaktadır. Kendi kurumlarımız ve profesyonellerimiz, hem Türkiye'nin ilerlemelerini paylaşarak hem de küresel en iyi uygulamalardan öğrenerek katkıda bulunmaya her zaman hazırdır. Bu uluslararası toplantıların, dünya çapında ıslah sistemlerinde ilerleme sağlayan anlamlı fikir alışverişleri için ideal bir ortam sağladığına inanıyoruz.
JT: Türk cezaevi sisteminin geleceğine ilişkin genel hedefleriniz ve stratejik öncelikleriniz nelerdir? Ne gibi önemli değişiklikler bekliyorsunuz veya görmeyi umuyorsunuz?

“CEZAEVLERİNDE İNSAN HAKLARINI GÖZETİYORUZ”
EYY: Ceza infaz sistemleri, küresel sosyolojik eğilimlerden etkilenerek bireylerin profillerinde ve suç türlerinde büyük bir çeşitlilikle karşılaşmaktadır. Bu değişim, kurumlarımızdaki personelin yeni nesil cezaevi nüfus gruplarının özelliklerini içeren güncel, kapsamlı eğitim içeriğine erişimini gerekli hale getirmiştir. Bu bağlamda, her kademedeki personelin güncel bilgilere erişimini sağlamak için eğitim materyallerimizi periyodik olarak güncelliyor ve yeni teknolojik entegrasyonlarla daha da geliştirmeyi hedefliyoruz. 2005'ten bu yana faaliyette olan denetimli serbestlik sistemi, ceza infaz sistemimizin geleceği olarak görülmektedir.
Halihazırda klasik elektronik izleme yöntemiyle yürütülen bu çalışmayı, BIOSIS adını verdiğimiz, herhangi bir donanım gerektirmeyen ve hükümlülerin mobil cihazları üzerinden biyometrik imza ile takip edilmesini sağlayan özgün bir teknoloji projesi ile kısa sürede önemli ölçüde yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Gelecekte teknolojinin bu alanda nasıl ek faydalar sağlayabileceğini de yakından takip ediyoruz. Sağlık hizmetlerinin niteliğini artırmak için uzman sağlık personeli sayısını artırmayı ve her cezaevi kompleksinde sağlık tesisleri kurmayı hedefliyoruz. Ayrıca ACEP Projesi ile sağlık hizmetlerine uzaktan erişimi kolaylaştırarak hastane dışı sevkleri azaltmayı ve gelecekte giyilebilir teknolojiler aracılığıyla bu hizmetleri daha etkin ve verimli hale getirmeyi planlıyoruz. Ayrıca bağımlılık sorunu yaşayan bireyler için özel rehabilitasyon merkezlerinde etkin bir tedavi ve rehabilitasyon süreci sağlamayı hedefliyoruz. Tüm bu adımlar, cezaevlerimizde insan hakları standartları doğrultusunda kapsamlı sağlık ve rehabilitasyon hizmetleri sunma vizyonumuzu yansıtmaktadır.

Mavi Haber Merkezi

Bakmadan Geçme